Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Rum lider Anastasiadis ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra 2 bin kutu sıtma ilacı (Klorokin) ve bir miktar korunma giysisini topluma müjde gibi açıklamasına tepkiler dinmiyor.
Ancak meselenin iki boyutu vardır. Birisi siyasi, diğeri insani boyuttur.
Böylesi bir kriz ortamında bırakın yanı başınızdaki komşunuzla yardımlaşmayı, binlerce kilometre ötedeki ülkelerle bile yardımlaşmak insani bir görevdir. Rumların da bu bağlamda aynı adayı paylaşan bizlere yardım etmesini, eleştirmek şöyle dursun belki de alkışlamak gerekir.
Ancak iş siyasi boyuta gelip mesele bir propaganda malzemesi yapılacaksa, orada itirazımız olmalıdır.
Türkiye’de daha birkaç hafta önce bir uçak dolusu tıbbi yardımı adaya gönderirken, ses seda çıkarmayanların Rumların 2 bin kutu ilacına sevinç çığlıkları atması anlaşılabilir değildir.
Önce şunu söyleyelim. Rumların gönderdiği sıtma ilacı klorokinin, şu anda Türkiye’deki satış fiyatı 7 TL 3 Kuruş’tur. 2 bin kutu ilacın değeri yaklaşık 14 bin lira yapıyor.
Şu anda Türkiye’de bir ilaç firması 70 bin kutu ilacı Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na ücretsiz bağışladı. Bu ay içinde 90 bin kutu ilacın da bağışlanacağını duyurdu. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de bu ilacın artık parayla satılmayacağını, ücretsiz olacağını duyurdu.
Yani bu ilaç şu anda Türkiye’de de bolca var.
Elbette ihtiyaç halinde istendiği kadar klorokin ilacı KKTC’ye de gönderilir. Bunun aksi zaten düşünülemez.
Bunları Rumların yaptığı yardımı küçümsemek için anlatmıyoruz. Yardımın elbette büyüğü küçüğü olmaz. Önemli olan niyettir.
Ama dediğimiz gibi amacınız sadece yardıma niyetse…
Belli ki burada yardımdan ziyade bir propaganda vardır. Bilerek ya da bilmeyerek Rum yönetiminin propagandasına alet alan bir siyasi duruş vardır.
Sayın Akıncı, bu konuda kendisine yapılan eleştiriler üzerine “kendi aklımla klorokin talep etmedim” dedi, şunları söyledi: “Bu ihtiyacı saptayan ve talep eden iki toplumlu sağlık komitesinin Kıbrıslı Türk üyeleri. Komitenin eş başkanı da bir doktor ve Sağlık Bakanlığı yetkilisi.”
Evet Sayın Akıncı bu uzman heyet ilacın gerekli olduğunu söylemiş olabilir. Peki acaba bu ilaç Türkiye’ye de sorulmuş mudur? İhtiyaçlar dile getirilmiş midir?
Bu ilacı kendi aklınızla akıl etmediğinize göre bu öneriyi de akıl etmenizi beklememiz, hata mı olur?
Ya da şöyle soralım. Yoksa bunu siz de akıl ettiniz ama bu zor günlerde Ankara ile küs politikasını devam ettirme pahasına bunu dile getirmediniz mi?
Madalyonun bir de diğer yüzü var. AK Parti Kıbrıs Temsilciliği önemli bir rapor hazırladı. O raporda bazı kritik tespitler yer aldı.
Bu uyarılar dikkatle okunmalı, Türkiye KKTC’ye yapacağı maddi yardımı bir an önce göndermelidir.
AK Parti Kıbrıs Temsilcisi Mehmet Demirci, o raporda uyarıyor: “Aksi halde KKTC ekonomisi ciddi bir krizle karşı karşıya kalabilir. Böylesi bir kriz muhalefet tarafından Türkiye’nin desteklediği bir hükümetin başarısızlığı olarak yorumlanacaktır. Haliye bu tablo Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansır.”
Kıssadan hisse. Şimdi küs olma zamanı değildir. Bizden söylemesi…