Korona virüsün dünyayı yakıp kavurduğu bu günlerde. Ülkemizde meydana gelen vakaların ve sayısının artmasının kaynağı. Maalesef zamanında alınması gereken tedbirlerin zamanında alınmaması nedeni ile virüsü ülkemize ithal etmiş durumdayız.
Bunun en güzel kanıtı. Yazımı yazdığım ana kadar en son vakanın Lefke’de ortaya çıkmasıdır.
Lefke’de ortaya çıkan vakanın kaynağı ithal niteliğinde.
Sosyal medyaya düşen haberde. Bunun İsviçre’den ithal edildiği.
Rahmetli Tilki’yi öldüren virüsün, İngiltere’den ithal edildiği ortaya çıktı.
Salamis olayında da ithal mal Almanya kaynaklı oldu.
Giriş çıkış kapılarını gerektiği zamanda kapatmamanın acısını. Şimdi hem Hükümet, hem de tüm halk çekmektedir.
Dün de son uçak gelmiş.
“Bir müddet uçuşlar durdurulmuş. “
Buna ne derler bilir misiniz?
Kocakarı mandal hikayesi.
Çok sıkı tedbirlerle Hükümet veya ilgili birimler bu ithalatçıların temas ettikleri kişileri tespit ettirip. Gerekli tedbirleri gecikmeden almalıdır.
Tüm ilçelerde, tüm vatandaşların ihtiyari isteğe bağlılığının dışında herkes testten geçirilmelidir.
Bunun için hiç vakit geçirilmeden gerekli girişmelere başlanmalıdır.
Dün Sn. Cumhurbaşkanının daveti ile yapılan üçlü toplantıda. Hükümete öneriler sunuldu.
Bunların içinde bence en önemlisi. Herkese evden çıkışlarında maske takma zorunluluğunun getirilmesi.
Bu hem taşıyıcı açısından.
Hem de bulaşmaya meyilliler açısından alınması gereken bir önlem.
Tabii bu uygulamaya gidilmeden önce, Devlet halka bedava maske dağıtacak duruma ve organizeye sahip olmalıdır.
Bu konuda devlet ve özel sektördeki bazı kuruluşlar özendirilmeli. Teşvik edilmelidir.
Unutmayalım ki ülkemizde sağlığı etkileyen sadece Korona değildir.
Başka hastalıklar da vardır.
Devleti yönetenler, bunları sarfı nazar ederek. Sadece Koronaya odaklanamazlar.
Maalesef, Korona ile birlikte, diğer çeşitli hastalıklarla yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımız sarfı nazar edilmişlerdir. Bu konuda gerek sağlık servislerinde, gerekse de devlet bürokrasisindeki çark ve çarklar dönmez duruma gelmiştir.
Sn. İsmail Bozkurt, oğlunun rahatsızlığı nedeni ile bu konuda muhatap dahi bulamadığını. Gerek sosyal medyadan gerekse de diğer kanallardan duyurmaya çalışmıştır.
Kamuoyuna yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
O da şudur.
Olağanüstü durum diye.
Hükümet Sn. Cumhurbaşkanının olağanüstü durum ilanı teklifini reddederek. Buna gerek olmadığına karar vermiştir.
Alınan tedbirler. Bulaşıcı hastalıklar ve sokağa çıkma yasağı yasaları adı altındadır.
Ülkedeki anayasal düzen devam etmektedir.
Bu yazılanlar sağlıkla ilgili olanlardır.
Gelelim Ekonomiye. Eski dilde İktisada.
İnsan yaşamının vazgeçilmezi olarak sağlığı kabul ediyorsak. Onun idamesinin sağlanmasındaki faktör. Ülke içinde bulunan ekonomilerin güçlü olmasından. Ekonomik çarkların dönmesinden geçer.
Alınan tedbirler hayatın idamesi için alınmıştır.
Yapılması gereken de bu.
Fakat bunun yanında, ülke ekonomisinin ve aile ekonomilerinin de hayatın idamesindeki en önemli ikinci unsuru teşkil ettiğini unutmamamız gerek.
İçinde bulunduğumuz ekonomik sistemin çarkını. Para akışını keserek kısıtlayarak döndüremezsiniz.
Bu çark piyasalardaki para oranına göre dönmektedir.
Yani daha basiti ile.
Çark ve para ilişkisi doğru orantılı bir denklemdir.
Ne kadar para, o oranda ekonomik çarkın dönmesi.
Dünyada bu kriz karşısında, birçok ülke. Gerek ülkenin iç dinamiklerinden, gerekse de dışarıdan borçlanmaya gideceklerinin haberlerini vermektedir.
Bizde. Dış borçlanma, imkansız bir şey.
Sn. Akıncı’nın bu konuda girişimi olur mu ? Bilemem.
İç borçlanma ile ülkedeki ekonomik çark döndürülebilir.
Bunun başka bir çözüm şekli, bu ekonomik sistemde mümkün değil.
Tüm dünya devletleri. Bu yola başvurmuş durumda.
Ana muhalefet partisi başkanı Sn. Erhürman da dün bu görüşü paylaştı.
Ülkedeki ekonomik çark, ille ki sıcak paranın piyasaya akması ile sağlanır.
Bunu kesintilerle sağlamak mümkün değil.
