Neleri görüyoruz nelerden uzağız

COVİD-19 sonrasında sosyal devlet anlayışının çok güçlü bir şekilde yeniden geri geleceği anlaşılıyor bununla birlikte sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanların, hem de radikal bir biçimde, piyasa ilişkilerini dışına çıkarılacağı da anlaşılıyor.

COVİD-19 sonrasında sosyal devlet anlayışının çok güçlü bir şekilde yeniden geri geleceği anlaşılıyor bununla birlikte sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanların, hem de radikal bir biçimde, piyasa ilişkilerini dışına çıkarılacağı da anlaşılıyor. Üretim dağıtım ve bölüşüm alanlarında çok köklü değişiklikler olacağı sinyalleri de geliyor.Bu kriz birçok alanda değişikliği kaçınılmaz kılarken birçok büyük şirketi birleşmeye zorlayacak,elbette bunlar gelişirken çok yönlü ilişkiler ulusları da içine çekecek.. Tabi bu dönemin bir getirisi olarak yine birçok alanda faaliyet gösteren şirketlerin çoğunun kamulaştırılacağını öngörmek mümkün.. Uluslararası alanda da yeni birlikleri ortaya çıkarmak kaçınılmaz olacak.. Covid-19 sonrası oluşacak krizlerin etkisin ortadan kaldıracak ya da tek başına bunun üstesinden gelecek, hiç bir ulusun olabileceğini açıkçası zannetmiyorum. Bu krize tek başına direnebilecek ulus bulmak çok zor.
Dolayısıyla söz konusu olan bu kaotik durumun yarattığı büyük krizlerin Avrupa Birliği nezdinde ciddi hasarlar vereceği realitesi kaçınılmaz gibi duruyor. .Bu süreçte AB bütünlüğü içinde zedelenen ilişkileri İngiltere’den sonra başka bölünmelere yol açıp açmayacağı konusu da tartışılabilir.
Fakat bu yönde yaşanacak bir gelişmeden sonra ki bu ihtimal hali hazırda var, başka başka birliklerin oluşturulabileceği de güçlü ihtimaller arasındadır.
Zira gördük ki bu süreçte AB içinde gerektiği gibi organize hareket edilemedi.
İtalya,İspanya örneklerinde bunu herkes gözlemledi.
Elbette bunlar COVİD-19 sonrası tartışılacak masaya yatırılıp değerlendirilecek konulardır. Fakat AB sürecin sonunda üye ülkelere eşit mesafede tatminkar bir bütçe ile çıkar ve birçok anlamda sıkıntıların mali yönüne bir rahatlama getirecek finansal katkıyı ortaya koyabilirse bu anlamda birliğe duyulan güven tesisini yeniden sağlamış olacak..
Ki bu da tabi ki ihtimaller arasındadır..
Özetle süreç hiçbir ulusun altından tek başına kalkabileceği bir döneme kapı açmayacak. Ulusların çok yönlü işbirliği yapacağı yeni bir süreç başlayacak ki bunun ilk işaretlerini de görebiliyoruz.
Peki Kuzey Kıbrıs’ta ne olur?
Ya da şöyle soralım KKTC’nin siyasi statüsünde bir değişiklik olabilir mi?
Anladığım kadarıyla böyle bir beklentiyi dillendirenler var.
Hatta bunun üzerinden siyasete yeltenenler.
Mantık ne?
Bu süreci başarıyla atlatıp dünyada dikkatleri üzerimize çekeceğimizi düşünenler var. Değerli dostlar öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum biz bu süreci henüz atlatmış değiliz. Ama diyelim ki iddia edildiği gibi başarıyla atlattık.
Uluslararası camia bunu önüne koyarak KKTC’yi tanır mı?
Üzgünüm ama bu mümkün değil.
Bunu zaten yaşayarak göreceğiz.
Lakin şu çok net ki bu sürecin sonunda Kıbrıs’ta çözüm olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir.
Dolayısıyla insanları boş hayaller içine sürüklemek yerine gerçekçi olanın peşinde efor sarfetmek akıl ve mantıkla örtüşen olacaktır.
Gerisi siyaset için insanları kandırmaktır.


Bu haber 1389 defa okunmuştur

:

:

:

: