Pozitif sayısının azlığı veya çokluğu üzerinden yürütülen tartışmalar oluyor. Elbette az vaka veyahut sıfır vaka ve/veyahut temaslıların negatif çıkması mutluluk verici.
Ve/fakat COVİD-19 bugün Dünya’da geçtiği her yerde yayıldı. Pozitif olanların geçtiği dokunduğu temaslar da büyük oranda virüsü kaptı. Fakat çok ilginçtir ki bizim buralarda temaslar hep negatif çıkıyor. Umarım bir şeyler yanlış yapılmıyordur..
Zira süreç sadece bizlere has bir süreç değildir.
Tüm Dünyayı etkisi altına alan COVİD-19’un global ölçekte yayınlanan seyrini her gün izliyoruz, okuyoruz,görüyoruz.
Ve buradan hareketle yaptığımız gözlemlerde söz konusu virüsün geçtiği ülkelere adeta diz çöktürdüğünü görüyoruz.
Bu ne demek?
Şu demek aslında COVİD-19 taşıyıcıları,ya da bu virüsün pozitif vakaları temaslılarına büyük oranda virüsü bulaştırıyorken, Kuzey Kıbrıs’ta neredeyse pozitif vaka kişilerin, temaslıları yine büyük oranda negatif çıkıyor.
Bu da açıkcası aklın mantığın almadığı bir durum.
Dolayısıyla görüyoruz ki bu anlamda Dünyada tekiz.
Bu durum da haliyle hepimizi endişelendiriyor.
Ve acaba mı? Deme noktasına getiriyor.
Dünyada durum bu iken, bizde daha farklı bir seyir izlemesi ne kadar mümkün olabilir diye sormaktan kendimi haliyle alamıyorum.
Bugün Dünyanın en önemli ülkelerinde COVİD-19 bu denli salgın seyri ve bulaşma oranı yüksekliği gösterirken bizim ülkemizde pozitif kişilerin temaslılarının çoğunlukla negatif çıkması arasında ters bir orantı olduğu izlenimi maalesef bende hakim.
Kim neyi nasıl izah ederse etsin, bu seyirin gerçekleri yansıtmadığı kanaati oldukça yaygın toplumda da.
Çünkü söz konusu virüsün etkilerini sadece kendi ülkemiz içinde sınırlı olmadığı gerçeği ile karşı karşıyayız.
Teknoloji çağı, internet ortamı bize bu anlamda büyük fayda sağlamaktadır.
Zira oturduğumuz yerden başta Dünya Sağlık Örgütünün paylaştığı verileri, Türkiye’deki durumu,ABD’deki gelişmeleri, Birleşik Krallıktaki seyri görüyoruz, Avrupa,Avustralya,Afrika ülkelerini de takip etme şansını buluyoruz. Ve oralarda da sürecin nasıl işlediğini COVİD-19’un nasıl salgın hale geldiğini anlamaya çalışıyoruz.
Bu konuda uzmanlardan gelen görüşleri de elbette dikkate almakta büyük fayda vardır. Dr.Bülent Dizdarlı Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eski Başhekimi.
Bakın ne diyor Sayın Dizdarlı.
Toplumun %60’ı enfekte olmadan bu virüsle baş etmek kolay değil diyor.
Yani %60 enfekte olacak ki normal yaşama en az riskle dönebilelim.
Ve diyor ki Sayın Dizdarlı hergün sıfır vaka çekmekle normalleşme nasıl olacak?
Evet işte tam da budur bugünkü yazımın anlatım dili.
Bütün bunlardan sonra Kuzey Kıbrıs’a baktığımızda doğru gitmeyen bir şeylerin olma olasılığını düşünüyoruz.
Çünkü söz konusu COVİD-19 virüsünün pozitif taşıyıcılarının diğer ülkelerde temas ettikleri kişilere virüsü yayma oranı bu kadar yüksekken, bizim ülkemizde bu tam tersi virüsü taşıyan kişilerin temas halinde olduğu kişilerin böylesi bir çoğunlukta negatif çıkmaları sanırım bir bana tuhaf gelmiyordur.
Umarım yanılan ben olurum, ve umarım bu kaygılarım yersizdir..