Güvenmek

Güvenmek de.... Kime, ne zaman, nasıl? Söylendiği kadar kolay değil...

Güvenmek de.... Kime, ne zaman, nasıl? Söylendiği kadar kolay değil...

Günümüz hızlı iletişim ve teknoloji çağı... Her şey alabildiğine mekanik... Üstelik insanlar birbirinden bu kadar kopuk ve uzak yaşarken...

Ruhumuzun yetişemediği bu hızda hepimizin ihtiyacı olan şey: İNSANın insana duyduğu sevgi, yakınlık, ilgi ve anlayış... Duygu ve düşünceleri paylaşma olgusu... Paylaşırken de en birincil aradığımız şey, GÜVEN duygusu...

Aslında tüm ilişkilerde ilk adım buna dayalıdır... Güvensizlik bizi tedirgin eder. Kendimizi saklama ihtiyacı hissederiz... Biz, biz olamayız...

Karşımızdakinden beklediğimiz şekilde/ önce -BİZ- dürüst olarak/ açık kalple davranarak/ içten, sıcacık bir ses tonu kullanarak konuşursak eğer/ böylece karşımızdakine doğru mesaj vermiş oluruz.

“ İşte ben, gördüğün gibiyim... Sen de benim gibi davran...”
Sonuçta ilk adımı da atmış oluruz ... Ne dersiniz?
Deneyelim mi?

MİMOZA MEVSİMİ

Bir yürek açar
Bir filiz uzar
Yan bakışlar sevişmede
Şimdi mimoza mevsimi...

Akşam yeli saçlarında
Avuçlarında sevgiler
Haydi üfür sevdiğine
Şimdi mimoza mevsimi...

Salkım salkım gençliğin
Sıcacık sevgilerin
En güzel gülüşlerin
Şimdi mimoza mevsimi...

Ayşe TURAL

YAŞAMIN SONBAHARLARI

Yaşamın sonbaharları hiç olmasa diyorum, hani... Diyorum da, o zaman da yaşam, bu denli tatlı olur muydu? Süreklilik, değişmezlik insanı bıktırır... Hep aynı mevsimi yaşamak gibi...

İşin doğrusu, hangi mevsimi yaşadığımız değil; onu nasıl yaşadığımız önemli... Hoşluklarla, güzelliklerle süslendiği, keyif alındığı zaman, her mevsim ayrı güzel...

Yeter ki yüreğiniz SEVGİLERE açık, kanatlarınız da o SEVGİLİLERE doğru uçmaya hazır olsun...

ALIŞTIĞIMIZ BİR ŞEYDİ YAŞAMAK

Su suydu işte
Kana kana içtikçe
Pek ardı sorulmazdı....
Ekmek de ekmekti işte
Karın doyurdukça
Gerisi aranmazdı....
Para yetmeyince
Çekilirdi sıkıntısı geçimin
Yine de
Alıştığımız bir şeydi yaşamak....

Kız-oğlan evlenmeliydi
Düğün-dernekle
İşler büyütülmeli
Bitmeyen bir emekle
Paralar paralara eklenmeliydi....

Derken
Hay-huyla geçiverdi zaman.
Kayıp gidince
Avucumuzdaki sevgiler
Ellerde güç
Ayaklarda derman kalmayınca.
Dostlar da
Birer birer
Dönülmez ufuklara gidince...
Yalnızlık
Kor gibi yaktı yüreğimizi
ÖLÜM
Aklımıza düştü.
Oysa
Alıştığımız bir şeydi yaşamak....

Ayşe TURAL

UMUT DOLU OLALIM

Bu zor günler elbet bir gün bitecek ve özlediğimiz zamanlara geri döneceğiz.

Güneşi selamlayacağız yeniden; aynı mavi gökyüzünün altında şarkılar söyleyerek.

Dualarınız hiç eksilmesin efendim... Ve kalbiniz her daim sevgiyle çarpsın...

KIBRIS

Aşkın bitmeyen söylencesinde
Bebelerini uyutur
Yüzyılların annesi...

Yakıp tüketir
Gizemsel ateşi AFRODİT'in
Eritir Kıbrıs topraklarını...
Tensel dokunumda ürpertiler...

Doğa
Tanrı'nın doğurgan kızıdır
Beşparmaklar'da...

Ey zaman!
Bir ağıt da sen yak...
Belki duyar sesini
Paslı uykusunda yüzyıllar...

Sağır gözler
Kör ağızlar....
Zincire vurulmuş sevgiler...
Uyan ey insanlık!
UYAN! ...
Ayşe TURAL

EVLER...

Yaşamımızda olmazsa olmazımızdır evimiz... Bireylerin bir yuva sıcaklığı taşıyan evlerde mutlu olduğu bir gerçektir.

İster kadın, ister erkek olsun, herkes kendine ait okuma, dinlenme hatta yalnız kalabilme/ nefes alabilme/ fırsatı buldukları bir evi daha kolay benimser...

Günümüzde hep daha büyük, daha büyük mantığı ile evler yapılıyor... Oysa, büyük bir zenginlik ve gösterişle düzenlenmiş evler, adeta galeriye benziyor.

Nefes alınıp verilen yerler olmaktan çıkıyor, kuyumcu vitrinine benziyorlar... Böyle geniş alanlarda, insan sıcaklığını yakalamak mümkün müdür?

Rahatlığın ön planda tutulduğu evler güzeldir... Bir bakıma yaşanmışlık izleri taşımalı evler... Yemek kokusu olmalı mesela... Uzanılmış bir kanepede yastıkta baş izi bulunmalı...

Bir köşede yanyana duran terlikler... Ya da sehpada bırakılmış bir çay fincanı... Bir insanın içini ısıtmaya yeter...

Şayet kişiler evlerinde kendilerine ait köşeler bulabiliyorsa, evliliklerinin daha iyi yürüdüğü saptanmış.

Yıllar geçtikçe, eşler arasındaki anlayış ve sabır azalır. İşte o zaman herkes biraz kendi haline bırakılırsa evliliklerin daha iyi yürüdüğü görülmüş. Unutmayalım, hoşgörülü olmak ikili ilişkilerin altın anahtarıdır.

İNADINA

İnadına sevmelisin insanları
İnadına...

İnadına umutlar ekmelisin
Yüreklere...

İnadına
Olmalı her güzel şey...

Büyümeli çiçek dalında
Dünya
İnadına
Yaşanılası bir yer olmalı...

Ayşe TURAL

HAYATIN İÇİNDEN…

Kimsiniz, hangi yaştasınız, cinsiyetiniz ne, ne iş yapıyorsunuz? Soruları dilediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz benim yerime… Sonuçta değişmeyen, hepimizi özünde ilgilendiren tek şey YAŞAM…

Sizlere bu hafta da SÖZ ve GÖNÜL dağarcığımdan bir şeyler sundum. Umarım bu haftanız huzurlu ve mutlu geçer. İYİLİKLERLE KALIN EFENDİM…

Bu haber 6514 defa okunmuştur

:

:

:

: