Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, Türkiye ve 3. Ülkelerden turizm için çok talep aldıklarını söylüyor.
Elbette bu sevindirici bir haber.
Çağıner, otelciler olarak COVİD-19 pandemisinin ortaya çıkarttığı duruma göre strateji belirlediklerini,personele eğitim verdiklerini her türlü hijyen koşullarını oluşturduklarını ve gelecek turistleri ağırlamaya hazır olduklarını da belirtti.
Öncelikle böylesi bir süreç yaşanırken bunları öngörüp erken bir zamanda işletmelerini yeni duruma göre hazırlayan ve gereğini yerine getiren otelleri kutluyorum.
Bu vizyon işidir, ve öyle anlıyorum ki otellerimiz bu vizyona sahiptir.
Peki nasıl olacak bu iş?
Turistler ülkemize gelirken hangi koşullara bakacaklar?
Öyle ya otellerimiz COVİD-19 pandemisinin yayılmasını önleyecek her türlü tedbiri aldı. Peki bu yeterli mi bir turist için?
Elbette değil.
O turist gideceği ülkedeki sağlık sistemine de bakacak.
Dolayısıyla bizim sağlık sistemimize de bakacak.
Söz konusu pandemi için yeterli hastanemiz var mı?
Yoğun bakım ünitesinde yeterli yatak kapasitesi var mı?
Yeterli solunum cihazı var mı?
Laboratuvarlarlar ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte mi?
Yeterli ekipman var mı?
Ve ülkemizde COViD-19 virüsü yaygın bir seyirde mi?
Başımızı kaldırıp şöyle bir baktığımızda görüyorum ki yukarıda sıraladığım koşulların büyük bir bölümü ülkemizde oluşmuş değil.
Fakat diyelim ki bu koşulları sağladık.
Turistler de gönül rahatlığı ile ülkemize gelmeyi planlıyorlar,peki biz ülke olarak halk sağlığını gözeterek kendimiz için nasıl tedbirler alacağız?
Gelen turistten PCR testi mi talep edeceğiz?
Hoş ülkelerinden getirdikleri bu testlere ne kadar güvenebileceğiz?
Yoksa giriş kapılarımızda laboratuvarlar kurup her gelen turisti biz mi PCR testi uygulamasına tabi tutacağız?
Bir PCR testi sonucunun 7 saat gibi bir zaman diliminde sonuç verdiği biliniyor, bu süre zarfında gelen turistleri nerede bekleteceğiz, hangi koşullarda bunu sağlayacağız?
Hoş havaalanında ve diğer giriş kapılarda laboratuvar kursak bile gelen turistler/yolcular 8/9 saat beklemeyi de göze alsalar bile çok kaliteli testler uygulamak zorundayız ki bu da ayrı bir maliyeti beraberinde getirir.
O halde ülkemize gelen turist/yolculardan sağlık sigortası adı altında zorunlu bir uygulamaya gidererek, söz konusu bu giderleri bir nebze hafifletebiliriz.
Elbette ülkemize gelmek isteyen turist/yolculara önceden böyle bir uygulamaya tabi tutulacaklarını sağlık sigortası kapsamının zorunluluk olduğunu bildirmek onları bilgilendirmek zorunluluğu da olmalıdır.
Ve tabiki giriş kapılarından itibaren söz konusu virüsün yayılmasını önleyecek hatta bu riski ortadan kaldıracak her türlü kurala istisnasız herkesin uyması gerekiyor.
Bütün bunlar aslında bir zincirin halkaları, bir tanesi aksadığı zaman ahenk bozulur denge ortadan kalkar.
Tabiatıyla ilelebet kapıları kapalı tutamayacağımıza göre, ve COVİD-19 pandemisinin de kısa vadede etkisiz hale getirilmesi mümkün olmadığına göre bu ortaya yeni bir durumu çıkarıyor ki hepimiz bir şekilde buna adapte olmak zorundayız. Bu adaptasyon sürecinde de çok güçlü bir sağlık alt yapısı oluşturmak devletin en büyük sorumluluğudur..