Sağlıkta başarı kazandık, bunu ekonomide sürdürmeliyiz gibi bir yaklaşım görüyorum hükümette.
Elbette ekonomide sürdürülebilir bir istikrar yakalamak şart. Fakat sağlıkta COVİD-19 pandemisini yendik onu alt ettik yaklaşımı yanlış.
Biz bu anlamda pandemi ile mücadele bile etmedik, kaldı ki her zaman yazar söylerim bu süreçte aynı anda 50 COVİD-19 virüsü bulaşan hastamız olsaydı bununla baş edecek donanıma sahip değildik..
Bugün de bu düşüncem hiç değişmedi.
Sebebine gelince, COVİD-19 pandemisini başardık yendik ülkemizden defettik yalanına yönetenlerin neredeyse hepsi kendini inandırmış durumda.
Bu büyük yanılgı 1 Temmuz sonrası kapıların açılmasıyla birlikte özellikle Türkiye ve İngiltere ve hatta Güney Kıbrıs üzerinden gelecek riskleri realite olarak önümüze koyarsak geride bıraktığımız sürede yaygın bir bulaşma ihtimaline karşı pandemi hastanemiz başta olmak üzere, yoğun bakım ünitemiz, yeterli solunum cihazımız, yeterli ekipmanımız yok.
Şimdi bütün bu gözle görülür gerçekler önümüzde dururken biz COVİD-19 virüsünü başarıyla mücadele ettik yendik yalanına kendini inandıran büyük bir kitle var. Ki sanırım bu hepimiz için oluşan en büyük tehlikedir.
Ülkede maalesef pandemi sonrası şikayetçi olmayan tek bir sektör bile kalmadı
Bunu zaten her gün meclisin kapısına dayanan kalabalıklardan görüyoruz.
Belli ki, birçok sektörde mağduriyetler giderilememiş, pandemi hastanesi kurulamamış, Güney'de çalışanların, tedavi görenlerin, eğitim görenlerin sorunları çözülememiş, ama hükümet bütün bunlara sırtını dönmüş, gözünü kapamış her fırsatta bu dönemi iyi yönettik diye övünmekle kendini büyük bir yanılgı içine sokmuştur..
Değerli okurlar, sevgili dostlar..
Ülkemizde süregelen ve pandemi süreci ile artarak büyüyen sorunlarımız olduğu bir gerçek.
Çin’de başlayan ve tüm Dünyada salgın hale gelen süreç bugün küresel bir krize dönüşmüş durumdadır.
Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan, Afrikaya, Antartika’dan Avustralya’ya varıncaya kadar etkileri hızla yayılan krizin ana temasını sağlık oluştururken bunun paralelinde ekonominin geldiğini hepimiz görüyoruz, hatta bire bir yaşıyoruz bu olumsuz yansımayı.
Dolayısıyla bu çok geniş yelpazede verilen bir mücadeledir.
Sağlık başta, ekonomi, tarım, ulaşım,sosyal ve kültürel yaşam, eğitim vs.
Bütün bu alanların yeni normale adapte olması bir yana sürecin getirdiği birçok olumsuzlukla baş etmede bireysel çabaların yanında devletin ortaya koyacağı katkı büyük öneme haizdir.
Fakat maalesef bunu siyasete endeksleyip COVİD-19’un açtığı maddi ve manevi yaraları görmezden gelerek rant sağlamayı uman bir anlayışın var olduğu anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla bir kez daha belirtmekte yarar görüyorum. Biz Kuzey Kıbrıs’ta COVİD-19’u başarıp yenmiş değiliz. Bu yalana kendini inandırmak isteyen varsa buyursun inansın. Lakin COVİD-19 ile mücadele edebilecek donanıma da henüz sahip olmadığımız gerçeğini asla göz ardı etmeyin.