18 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Hakan Güneş’in kara para davasında İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars Kadri’nin avukat eşi Emre Kadri’nin menfaati doğrultusunda yargıya müdahale ettiği iddiaları gündemi sarstı. Ancak sorular ne yazık ki dün de cevapsız kaldı.

Star Kıbrıs’ın iki gün önce yaptığı “İçişleri Bakanlığı’nda karışık işler” manşetine Sayın Baybars ve avukat eşi Emre Kadri cevap vermedi. Oysa muhatap onlardı.
Fakat onların yerine İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Öznacar açıklama yaptı. Ancak yapılan açıklama soruları karşılamaya yetmedi.
Olay neydi?
Kara para davasında yargılanan Hakan Güneş isimli şahısla, bir dönem avukatlığını yapan Bakan Ayşegül Baybars’ın avukat eşi Emre Kadri ile hukuki bir anlaşmazlığa düşmüş..
İddialara göre Avukat Emre Kadri, Güneş’e ait 1.5 milyon değerinde tedbirli malı, mali şube ve araç kayıt dairesine müdahale edip üstüne geçirmiş...
Hakan Güneş’in konuşmasından çekinen Baybars’ın, zanlının cezaevinde kalması için her şeyi yaptığı ileri sürülüyor...
İddialara göre, Hakan Güneş, 18 aylık cezanın dokuzuncu ayında şartlı tahliyeye hak kazanmasına rağmen, bu yöndeki talep Baybars’ın baskısı nedeniyle engelleniyor...
Normal bir ülkede yaşasak bu iddialar yeri göğü inletir, iddialarla ilgili kişiler medyanın karşısına çıkıp açıklamak yapmak zorunda kalır.
Ancak ne yazık biz ‘normal’ bir ülke değiliz…
“Burası Kıbrıs, her şey olur” diyenleri ne hazindir ki yaşadığımız her gün haklı çıkarıyoruz.
Sayın Baybars ve avukat eşi, bir an önce kamuoyunun karşısına çıkıp “Temiz toplum, temiz siyaset” için şu sorulara yanıt vermelidir.
Kara para aklama nedeniyle emare alınıp bloke edilen 1.5 milyonluk malın devri Sayın Baybars’ın avukat kocasına nasıl yapıldı?
Bu devir konusunda polis soruşturması var mı? Varsa niye ileriye gitmiyor?
Şartlı Tahliye Kurulu’nun Bakanın Avukat kocası ile mahkum Hakan Güneş arasında itilaf olmasını bilmesi bile, çoğunluğu İçişleri Bakanlığı’na bağlı üyeleri etki altında kalmaları için yeterli değil mi?
Aynı suçtan kaynaklanan iki dava varsaydı, niye iki dava birleştirilerek bitirilmedi de biri bitirilerek diğeri askıda bırakıldı. Acaba bilinçli mi yapıldı, yoksa bu bir avukat hatası mı?
Kamuoyu bu sorularını yanıtlarını tek tek sizden bekliyor Sayın Baybars…