10 Marttan bu yana yaklaşık 3 ay hayat durdu.
Yeniden normalleşme sürecine geçildiğinde de artık hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Ve çok uzun bir sürede olacağa benzemiyor.
En basit anlatımla her şeyden önce 3 ay kayıpla başladığımız bir yeni normale girdik.
Malum bugün KKTC ekonomisininin üzerinde durduğu 3 ana ve temel sektörü vardır.
Nedir bunlar?
Eğitim,turizm ve inşaat sektörü.
Bu 3 sektör pandemi sürecinin en çok etkilediği ana sektörledir, ki 3 sektörün bağlantılı olduğu yan sektörler de vardır.
Elbette sağlık ve yarattığı endişeler haklı gerekçelere dayanmaktadır.
Zira bu küresel bir krizin yansımalarıdır.
Ardında milyonlarca mağdur yaratan bir boyuttadır yaşanan süreç.
Yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Milyonlarca insan kurulu düzenini yitirmiştir.
Dolayısıyla elbette sağlık önemli bir unsurdur ve tartışmasız her devletin ürettiği kararda ilk sıranın başına yerleştirilmiştir.
Yani önceliktir..
işte bu bağlamda Kuzey Kıbrıs olarak bizim şu sıralar en çok önem vermemiz gereken şey sağlık altyapımızın güçlenmesi olmalıdır.
Bu sağlanmadığı sürece ekonominin temel unsurları da üretken bir yapıya kavuşamayacak.
Öncelikle herkesin bunu iyice anlaması idrak etmesi gerekiyor.
O halde eğitim,turizm ve inşaat sektörünün ve aslında ticari faaliyet gösteren bütün sektörlerin ve iş kollarının yeni normali ekonomik bir kazanıma dönüştürmelerinin olmazsa olmazı sağlık sisteminin güçlü bir altyapıya kavuşması ile mümkündür..
Neden?
Önce eğitimi ele alalım.
100 bin öğrencinin Yüksek Öğretim için tercih ettiği ülkemizde böylesi bir pandemi sürecinin yaşandığı bir dönemde sizce Kuzey Kıbrıs’a gelmelerini teşvik edecek en önemli unsur nedir?
Elbette sağlık.
Ve sonrası için üniversitelerin nitelikleri.
Yani kalite mevzusu.
Fakat ilk olarak önlerine koydukları sağlık için Kuzey Kıbrıs’ta bu anlamdaki olanaklara ve imkanlara bakacaklar.
Hakeza ülkemizde tatil yapmayı planlayan turistlerin de ilk olarak bakacakları yine sağlık altyapımızın durumudur.
Hastanelerimizin ne denli işlevsel olduğudur.
İnşaat sektörünün büyümesinde büyük rol oynayan dışa açılım ve yoğun talebin de devamlılığı için yurtdışından ilgi gösteren yatırımcının da önceliği pandemi sürecinde yaşanan küresel yıkımın ardından baktığı detay sağlıktır. Yatırım yapmayı düşündüğü ülkenin sağlık sisteminin ihtiyacı karşılayıp karşılamadığına bakacaktır.
Haliyle önce sağlık altyapısının tatminkar bir düzeyde olup olmamasıyla ilintilidir bir çok şey.
Sağlık yitirilirse ekonominin hiçbir değeri kalmaz.
Bugün geldiğimiz noktada pandemi kaynaklı yaşadığımız olumsuzlardan mütevellit bir çok insan işsiz kalmış ve gelir kaynaklarını kaybetmiştir.
Kuvvetle muhtemel bundan sonraki dönemde de bu devam edecek.
Yani işsizlik önemli bir sorunumuz olacak.
Zira Devletin bu anlamda sağlayabileceği bir finansal kaynağı da yok.
Lakin şu soruyu da kendimize sormamız gerekiyor.
10 bin işsiz mi?
10 bin COVİD-19 hastası mı?
COVİD-19’a bağlı 10 bin ölüm mü?
Maalesef böyle de bir gerçek duruyor önümüzde..