Hani derler ya bu gün varız yarın yokuz. Belkide kader kelimesinin tam anlatımıdır. Her canlının ölümü tadacağını hatırlatan, herşeyin gelip geçici olduğu gerçeğini gözler önüne seren ve kıymet bilinmesi gerektiğini, hatırlatma amaçlı söylenen ifadedir, diyorlar doğru söylüyorlar. Geçen haftaki ölümler bizleri fazlası ile üzüntüye gark eyledi. Ölüm her yaşta erkendir. Süt Endüstrisi Kurumunda çok uzun yıllar beraber çalıştığımız “Perihan Öztürk “ ün vefat haberide bizleri çok üzdü. Günde sekiz saat mesai yaptığımız ayrıca ailece görüştüğümüz Perihan’ın hayatımda derin bir iz bırakmış olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. Münür ve Fehim oğlullarının doğum süreci evvelinden başlayan arkadaşlığımız hep devam etti. Örneğin 1985 doğumlu Fehim Öztürk bu gün bizlerin beğendiği ve taktir ettiği Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü mezunu olup yönetmenlik yolunda ilerleyen bir sanatçı kimliği var. Birçok dizide adını ekranda görmek, annesini o kadar çok gururlandırıyordu ki bir gece bana telefonla çabuk televizyonu aç “Lale Devri” başlıyor Fehminin adını gör dediğini hiç unutmadım. İzlediklerim arasında “Yasak Elma” ve “Yer Gök Aşk” dizisi de var olandır. Perihan’ın Münür oğlunu ve eşini de çok severim. Her iki oğlu da sevilen ve saygıda kusur etmeyen evlatlarıdır. Perihan muhasebede iyi bir eleman olduğu kadar her zaman yeter ki sen iste biz sabaha kadar çalışır üreticilerin süt bordrolarını tamamlarız gününde ödemeyi yapabilmen için çalışırız diyen çalışkan ve vefalı bir kişiydi. Eşi Kemal ile de ayni kurumda uzun yıllar çalıştık hatta benden sonraki yıllarda kurum müdürlüğü için Kemal görevde idi. Geçen her süreçte dostluğumuz her daim baki oldu. Onlardan tek şikayetim fazlası ile sigara içişleri idi. Bakın ben kestim sizde kesebilirsiniz diye de hep tavsiyelerim olmuştur. Hatta bir cenazede Kemal’in sigarası selamlaşırken sağ elimin üzerine değmiş ve elimde oluşan yanık bu gün dahi bana sigaranın zararlarını anlatan bir imza gibi olmuştur. O günü hatırlıyorum çünkü cenazesi olan kişi de KKTC’de unutulmayan sevilen siyasetçisi Dr. Salih Miroğlu’ idi. Kemal’e açtığım başsağlığı telefon görüşmemizde bunu kendisine de hatırlattım ayrıca sigarayı kesmiş olmasına da sevindim. İnsan hayatında değer verdiği sevgi ve saygı gördüğü kişileri hiç unutmaz. Hatta Perihan ile aramızda bana o zamanlarda getirdiği hediyesi beyaz Afrika menekşesi çiçekleri için bu bir beyandır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oyumun rengidir demişti. Yazılarımıda işlediğim konularda başlangıçtan bu güne baktığım zaman daha ziyade memleket sevdasının ve insani duyguların ağır bastığını gördüm. Bu sevdanın içinde siyaset vardı, ekonomik durumla ilgili halkın geçim sıkıntısından tutun sosyal içerikli konularda haberi yapılan olaylar üzerinde fikir beyanı vardı. Ömür ne ki ! doğarsın yaşarsın ve ölürsün. Önemli olan bu süreç aralığında yaşanmış olanların akılda, zihinde ve kalbi duygulardaki unutulması mümkün olmayan hadiselerin sebepleri ile neden sonuç ilişkisindeki cevaplarda yerini bulan bir hayat hikayesinden kesitlerdir. İnsan kalbinde, görülenden ziyade, kişilerin görünmeyen ve anlatması zor olan ve kendi içinde sakladığı anlaşılmaz ama yaşanmış duyguları, mutlaka var olandır. İşte bu duygular bütününde çok değerli arkadaşım Perihan Öztürk’ü her zaman ömrüm yettikçe anacağım. Eşine, çocuklarına ve bütün sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun ...