Başbakan Tatar ile YDP ve DP liderlerinin Ankara ziyaretinin ardından tartışmalar dinmek bilmiyor. Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile yaptığı görüşmenin ardından İstanbul’a geçerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya geldi.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı ve DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ise dönüşte Ercan’da yaptıkları açıklamada net konuştular: “Yeni bir hükümet oluşturmak gibi bir şey söz konusu değil. 3’lü koalisyonun mümkün olmadığı ortaya konmuş oldu. Çatı aday konusu da gündemden çıktı.”
Aslında sol cenahta fırtına koparan bu ziyaretle ilgili eleştirileri haklı bulmak mümkün değil.
Çünkü bu ziyarete Başbakan Yardımcısı Özersay da davet edildiğini açıkladı. Ancak kendisi, bu geziye katılmayı uygun görmediğini ifade etti.
Özersay da bu ziyarete davet edildiğine göre, Ankara seferini üçlü koalisyon girişimi olarak değerlendirmek elbette doğru olmaz.
Ziyaretten edinilen bilgiler, Ankara’nın gündeminde Kapalı Maraş’ın olduğunu bize gösteriyor. YDP ve DP de Türkiye’nin Maraş açılımına destek veren partiler olduğuna göre, elbette bu ziyaretin doğal konukları olmaları kaçınılmazdır.
Asıl doğal olmayan Maraş’la ilgili her fırsatta attı mı mangalda kül bırakmayan Özersay’ın davete icabet etmemesidir.
Başbakan Tatar’ın daha sonra İstanbul’da yaptığı görüşmede de hiç olmazsa Maraş’ın bir bölümünün açılmasının gündeme geldiği belirtiliyor.
Önümüzdeki günler, bu manada sürpriz gelişmelere gebe. İzleyip göreceğiz.
Ancak hükümet bu saatten sonra yola nasıl devam edecek? Orası da ayrı bir tartışma konusudur.
İçişleri Bakanı, Bakanlar Kurulu’na oturduğunda aldattığı Başbakan’ın yüzüne nasıl bakacak? Önümüzdeki günlerin en önemli meselesi bu olacaktır.
Jet krizinde HP’nin kestiği faturayı görevden alınarak ödeyen UBP Milletvekili Ünal Üstel, dün Ada TV’de açıkça söyledi.
Başbakan Tatar, imar planındaki tutumu nedeniyle İçişleri Bakanı’nı görevden almalı. Hiçbir Başbakan kabinesinde kendisini aldatan bir İçişleri Bakanı ile çalışmaya zorlanamaz.
Hükümet içinde yaşanan buhrana dikkat çeken Ünal Üstel, manzarayı şöyle tarif ediyor: “Koalisyon hükümeti buzdolabında duruyor. Esnaf kan ağlıyor, ekonomi çökme noktasında. Koalisyon hükümeti bu şekilde devam edemez. Şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılmalı. Koalisyonun bitmesi gerekiyorsa bitmeli, değişmesi gerekiyorsa değişmeli.”
Bizim de aslında günlerdir söylediğimiz bu. Çünkü en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Bir karar verdiğinizde en azından isabet ettirme şansınız olur.
Ancak hiçbir kararı veremeyenler, daha savaşmadan yok olur. Bizden söylemesi…