Bizans entrikalarına batıdan destek

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kıta sahanlığı ile ilgili hak arayışını, Ecevit’in ilk kez iktidara geldiği 1973 yılında başlattı. O yıllar soğuk savaş yılları idi. Türkiye NATO’da olmasına rağmen Varşova Paktına bağlı ülkelerin hepsi ile kıta sahanlığı anlaşmaları yapmıştı. Akdeniz’de de buna benzer anlaşmalar yapılmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kıta sahanlığı ile ilgili hak arayışını, Ecevit’in ilk kez iktidara geldiği 1973 yılında başlattı. O yıllar soğuk savaş yılları idi. Türkiye NATO’da olmasına rağmen Varşova Paktına bağlı ülkelerin hepsi ile kıta sahanlığı anlaşmaları yapmıştı. Akdeniz’de de buna benzer anlaşmalar yapılmıştı.
Ayni ittifakın içinde olan Türkiye ve Yunanistan. Yunanistan’ın maksimalist tavrı karşısında anlaşma yapamamıştı.
Yunanistan’ın deniz milini 12 mile çıkarma girişimi. İki NATO üyesi ülkeyi karşı karşıya getirdi.
1973 yılında Ecevit Hükümeti, Egede kıta sahanlığını belirleyerek. Çandarlı sismik araştırma gemisini Egeye gönderdi.
İki ülke arasındaki ilişkiler gerildi. İş sıcak çatışma noktasına geldi.
Yunanistan’ın yayılmacı politikası nedeniyle. Adada Enosise gitme girişimi karşısında sıcak savaş adaya sıçramıştı.
NATO, iki ülke arasında savaşın büyümemesi için Ecevit Hükümetinden sonra devreye girerek. Kıta sahanlığı sorununu buz dolabına koydurup. Suni olarak soruna çözüm bulduğu noktasında işi halletmişti.
Bir gün, bu sorunun buzdolabından çıkacağını NATO aklından geçirmedi mi ?
Türkiye ve Yunanistan arasındaki deniz sorunları, bir süre Nato’nun baskısı ile gündeme getirilmedi. Bu nereye kadar gitti ?
Doğu Akdeniz’de hidrokarbonlar konusunda ortaya çıkan soruna kadar.
Güney ve Yunanistan’ın Bizans oyunları ile oluşturdukları şer cephesinin. Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetme düzenbazlığı karşısında, işler sıcak hareketliliğe döndü.
Türkiye, BM’ye gönderdiği mektubunda ki kendi hakkı olan Kıta sahanlığı sınırları içerisinde sismik ve sondajlara başlamış ve bir süre sonra da Libya ile deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmayı yapmıştı.
Şer ittifakı ve bunları destekleyen sözde Türkiye’nin müttefikleri de dahil afallayıp kaldılar.
Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını Ege’de ve Akdeniz’de kullanması. Başta AB ve batılı ülkeleri Yunanistan’ın ve güneyin baskıları ile Türkiye’yi frenleme ve vaz geçirmeye yönelik olarak ilk hareket Almanya Başbakanı Sn. Merkel’den geldi. İki ülke arasında diyaloğun başlatılması için arabulucu oldu.
Diyaloğun başlamasını bekleyen kamuoyuna, Yunanistan. Mısır’la yaptığı ucube anlaşmayı duyurdu.
Merkel de bu Bizans oyununun bir parçası haline geldi.
Yunan adalarını kıta olarak nitelendiren ve Mısır’la yapılan bu anlaşmanın. Uluslararası Hukuk açısından, hiçbir geçerliliği yok.
Sn. Erdoğan bunun.
“Hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur “diyerek. Anlaşmanın ölü doğduğunu dünya kamuoyuna duyurmuş.
TC Dışişleri Bakanlığı ise, yok hükmünde olduğunu açıklamıştır.
Bu Alicengiz oyununun altında yatan. Türkiye ve Libya arasında yapılan anlaşmayı etkisizleştirmek.
Türkiye’nin, Sn. Merkel’in isteği üzerine araştırmadan gemileri çektiği süre içerisinde bir kaybı olmuştur. Söz konusu noktalarda araştırmalar devam etmektedir.
Sn. Merkel’in bu hareketi. Kulaklara küpe olsun. İlerde her zaman göz önünde bulundurulsun.
Denizlerdeki hak ve yetkiler. KKTC ve TC arasında bir bütündür. Bunların savunulması, pek tabii ki iki devlet arasında müşterek ve birlikte yapılacaktır.
Yunanistan, diyalog bahanesi ile Türkiye’nin geçici bir süre de olsa sondajlara ara vermesini sağlamıştır. Rum ve Yunan ikilisi her zaman için Bizans entrikaları ile önümüze geleceklerdir. Bu tavırları bizim için büyük bir ders olmalıdır.
Güney ve Yunanistan’ın bütün gayreti. AB ve kendilerine yakın ülkeleri, silahlı güçleri ile Türkiye’nin karşısına çıkarmaktır.
Bu bir ham hayaldir.
1915’te İngiltere bunu denedi. Sonuç, ortada.
Eski İçişleri Bakanlarından Rolandis’in açıklamalarını bir daha okusunlar.
KKTC Başbakanı Sn. Ersin Tatar, Ankara ve İstanbul görüşmelerini dün TAK Ajansı kanalı ile Ada kamuoyuna duyurdu.
Mali konular, Pandemi hastanesinin yapımı, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, Kapalı Maraş.
Bunların hepsi önemli konular. Mutabakat tamam.
Bunların içerisinde iki konu var ki, Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, olası Kıbrıs müzakerelerinin yönünü tayin edecek.
Türkiye’nin KKTC adına yaptığı sondajlar ve en kısa sürede Kapalı Maraş’ın KKTC yönetiminde iskana açılması konuları.
Rum liderin görüşme masasına oturması için olmazsa olmazları.
Türkiye’nin Adanın etrafındaki sondajlara son vermesi ve Kapalı Maraş’ın KKTC yönetiminde açılışından vaz geçilmesi.
Türkiye ve KKTC bu iki konuda kararlı.
Niko da kararlı.
Bu iki kararlılık karşısında. Ekimde masa kurulur mu ?
Yoksa hala Batılılardan ve Rusya’dan medet mi bekleniyor?
Medet bekleniyorsa, bu beyhude bir bekleyiş olur. Bunu ben söylemiyorum.
Ya kim söylüyor ?
Eski Bakanları Rolandis söylüyor.






Bu haber 5101 defa okunmuştur

:

:

:

: