Kabuktan çıkanın ben varım mesajı

Osmanlı İmparatorluğunu oluşturan güç. Kayı Beyi Obasından gelen Türkmenlerdir.

Osmanlı İmparatorluğunu oluşturan güç. Kayı Beyi Obasından gelen Türkmenlerdir.
Ertuğrul dizisini seyredenler bunu bileceklerdir.
İmparatorluğun nüfusunun büyük bir kesimi de Türk idi.
Osmanoğulları zaman içinde egemenliği kendi kişisel uhdelerine aldılar.
Devletten Türk kökenliler arındı.
Bununla birlikte Türkçe de arındırıldı.
Devletin resmi dili Farsça oldu. Bu bilinçli olarak yapıldı.
Devlet belgelerinde bu dil kullanıldı. Buna yazı dili de denilir.
Yazı dilinin yanında halkın büyük bir kesiminin kullandığı, konuşma dili idi ki bu dil genellikle Anadolu’da konuşulmakta idi.
Türkmenlerin öz dili de denilebilir.
Osmanoğulları, iktidarları için 600 yıl Türk dilini ve Türk egemenliğini ortadan kaldırdılar.
Ta 1920 ‘lere kadar.
Bu durum emperyalistlerin işine geliyordu.
Sanayi devrimini yakalayamamış bir imparatorluk. Sanayileşmiş batı karşısında ayakta durabilir miydi ?
Hasta adamın ömrü çok kısa. Ölümünü beklemeden öldürelim. Mirasının üzerine konalım düşüncesinde idiler.
Çanakkale, Anadolu’nun işgali, 26 Ağustosta başlayan zafer hücumu ve 30 Ağustos zaferi.
Yeni Türk Devletinin dünyaya vurduğu mühür.
Sevr’in çöpe atılması. Lozan ile Türk egemenliğinin dünya tarafından kabulü.
15 yıllık bir dünya devletinin varlığı ve dünyadaki etkin hali.
İkinci Dünya savaşı ve sonrası.
İki kutuplu dünyanın peyda olması.
NATO’lu yıllar ve Amerika’nın Türkiye dostluğu.
Türkiye’nin küçük Amerika olma vaatleri ve umutları.
Arkasından Marşal yardımları ile Türkiye’nin bağımlılaştırılması.
Sevr’in tekrar hortlatılması.
NATO uğruna, Türkiye’nin milli misak sınırları içerisine hapsedilmesi ve çıkışına bin bir dereden su getirilerek engellenmesi.
Türkiye’nin kendi milli menfaatleri için değil de Amerika’nın çıkarları doğrultusunda Washington’dan gelen kumandalarla hareket eden bir ülke konumuna getirilmesi.
1964 Jhonson mektubu ile gerçeklerin ortaya çıkması.
Türkiye’nin 1974 ‘de kabuğunu çatlatması ve kabuğundan çıkma hamlesi.
Osmanlıyı parçalayıp, Türk yurdunu bölüşme girişimleri Atatürk tarafından Koca Tepede engellendikten sonra. Oluşan Cumhuriyeti batılılar hiçbir zaman içlerine sindiremediler.
Türkiye’ye karşı olanların hep yanında oldular.
Şimdi Yunanistan’ın yanında oldukları gibi.
Türkiye’yi misakı milli sınırları içine hapsedip. Denizlerini bile yasaklayan zihniyet devam etmektedir.
Türkiye ve KKTC’nin uluslararası hukuka dayanarak denizlerde başlattığı girişim sonucu. Yunanistan’ın ve Niko’nun taciz telefonları ve diyalogları. Her zaman olduğu gibi Türkiye’yi suçlayıp, Yunanistan’ı haklı bulma açıklamaları, düşündürücü olsa gerek.
Türkiye’nin iyi niyetine karşı. Yunanistan Bizans’tan devraldığı “Bizans entrikaları “ ile her zaman kötü niyetini ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin denizlerdeki araştırmaları sonucu, Almanya’yı devreye sokan Yunanistan. Aradaki zamanı istismar ederek.
Mısır’la hiçbir hukuka dayanmayan yetki alanlarının paylaşılması anlaşmasını yapmasına karşın. Arabuluculuğa soyunan Almanya. Açıklamaları ile Yunanistan’ın yanında yer aldığını gösterdi.
Yunanistan ve GKRY, AB ile de yetinmeyip. Son durum karşısında NATO’yu da devreye soktu.
NATO Genel Sekreterinden çok ilginç bir açıklama geldi.
Özetle, Doğu Akdeniz’deki durum müttefik dayanışması ruhu ile ve uluslararası hukuka uygun şekilde çözülmeli.
İki ülke de NATO müttefiki ya, Stoltenberg NATO’nun son genel sekreteri. Hep iyi bir zaman var bu görevde. Fakat ne yazık ki geçmişi halen öğrenemedi. Biraz gerilere ta 1963 ‘lere gitmesini salık veririm.
O bahsettiği “müttefik dayanışma ruhunu “ o yıllarda Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarının kötü niyetleri öldürmüştür.
Yunanistan ve Güneyin kötü niyetleri sayesinde.
Diriltilmesi de yine Yunanistan’ın maksimalist tutumu ile mümkün görülmemektedir.
Türkiye kabuğunu çatlatıp dünyaya şu mesajı vermektedir.
Bölgede ve dünyada ben varım. Beni ilgilendiren konularda, bensiz hiçbir karar alınamaz. Eylem ve girişim yapılamaz. Teşebbüste bulunulamaz.
1964 ‘de kabuğunu çatlatan Türkiye. 53 sene sonra kabuğundan çıkmış ve hem kendinin, hem de KKTC ‘nin milli çıkarlarını korur vaziyete gelmiştir.
Türkiye bu duruşunu devam ettirmek mecburiyetindedir. Ya bu duruşu devam ettirir.
Ya da çıktığı kabuğa, çıkmamacasına geri konulur.
Emperyal güçlerin arzu ve isteği budur.
Bu haber 4471 defa okunmuştur

:

:

:

: