Bir insanın hayatına gönlüne, bir ülkenin liderliğine soyunmadan önce onu mutlu edebileceğinize emin olun sonra adımlarınızı atın. çünkü hiç bir insan, hiç bir ülke üzülmeyi ağlamayı hayallerinin yıkılmasını haketmez. Ülkeler var olmak için kurulurlar, insanlarda mutlu olmak için doğarlar. Elli yıl önce canla, kanla bu günlere taşınan Canım Kıbrıs'm bugüne kadar ayni kirlilik içirisinde yaşıyorsa ve hiçbir ilerleme olmuyorsa her insanın oturup düşünmesi gerekir. Bu kadar zormu Ülkemin temizlenmesi ileriye taşınması. Bu kaçıncı seçim hatırlamıyorum. Canımdan çok sevdiğim Ülkemin ve güzel insanımın yüzü gülmeyecekse bu seçimler neden? Sizler, dar boğazdan geçen Ülkemi sadece daha çok, zor günlere taşırsınız.
Sanata değer vermeyen, çevreye, doğaya, denizimize, tarihi mekanlarımıza, kültürümüze, sokaklarımıza, caddelerimize, kendi insanımıza, neden bu seçimler anlamış değilim. Bu kadar eğitimi yüksek bir ülke, kirlilik içerisinde yaşıyorsa bunun üzerine söyliyecek hiç bir sözüm yoktur...
Uygulamaya değer fikirler: Aklınızın değil, kalbinizin çocuğu olun! Kalpsiz hareket eden aklın başı belaya girer. Kalbinizi kullanın, onun çizgisi barış ve huzurdan geçer.
Huzurlu bir ülke olursa içinde yaşayan her canlı huzurlu ve mutlu olur. Çevremize baktığımız zaman mutsuz insan örneği okadar çokki. Bu nedenle sanki hayatın zaten kötü hissi ile davranıyoruz. Biraz Gökyüzüne, Denize baksak Gökyüzünün, Denizin Maviliğini içimize doldursak inanıyorumki Canımdan çok sevdiğim ülkem için o Güneşli günleri yaşar ve yaşatırız. Ülkesini ve insanını seven insan olursa, bu tür liderliklere soyunsun. Yoksa sakın yazıktır günahtır. Bir başka Kıbrıs yokki hoyratca kullanalım. Sağlıklı mutlu temiz bir Ülke istiyorsak önce sağlıklı huzurlu temiz ve verimli ülkeleri araştıralım sonra liderliklere soyunalım.
Sizi Seviyorum...