Yunanistan kaşınıyor mu?

Dün ajanslara düşen habere göre, Turistik teknelerle Meis adasına asker konuşlandırıldı. Bilindiği gibi Lozan ve 1947 tarihli Paris Anlaşmasına aykırı bir şekilde Yunanistan bu işlemi yapmıştır.

Dün ajanslara düşen habere göre, Turistik teknelerle Meis adasına asker konuşlandırıldı. Bilindiği gibi Lozan ve 1947 tarihli Paris Anlaşmasına aykırı bir şekilde Yunanistan bu işlemi yapmıştır.
Bu anlaşmalara aykırı işlemi, tüm Yunan adalarına yaparak tümünü silahlandırmış ve askeri birlikler yerleştirmiştir.
Açık açık uluslararası anlaşmalara aykırı olarak yapılan bu işler.
Yıllarca yapıldı.
Dünyanın gıkı çıkmadı.
Dünyanın gıkı, sadece her yönü ile haklı olan Türkiye’ye çıkıyor.
Her yönü ile haklı olmasına rağmen, haksız muamelesi yapılıp. Yunanistan’dan yana tavır alan AB ‘ye ne demeli ?
Dün 98 ‘ci yılını kutladık. Dünyadan silinmemek için başlatılan mücadelenin zaferle sonuçlandığı günün yıl dönümünü.
Türk yurdunun son parçasının elden gitmemesi için her şeyi elinden alınmış bir ulusun vermiş olduğu savaşımın, meyvelerinin yendiği yılın, yıl dönümü idi.
Medeni diye telakki ettiğimiz tek dişli canavarın. Salyalarını akıtarak kurtlar sofrasına sundukları Türk Ulusu ve O’nun vatanı olan Anadolu’nun. Üç yıllık bir işgal döneminden sonra zafer yıldızının parlamasını kutladık.
Bir asra 2 yıl kaldı.
Yine tek dişli canavarı oluşturanlar kolları sıvayarak karada yapamadıklarını. Denizlerde yapmak için atağa kalktılar.
Petrolün keşfinden sonra, Türk ulusunu, bu zenginlikleri elde etmemesi için hep tökezlediler. Çelme taktılar. Takoz koydular.
Neden mi ? Petrol ve petrol ürünleri enerjinin ana maddeleridir. Enerji demekse, kalkınma demektir.
Türkiye Cumhuriyetinin kalkınmasını bunlar hiçbir zaman istemez. Kalkınmaması için de her şeyi yapmaktan çekinmezler.
Türkiye’nin kıta sahanlığında petrol ve gaz kaynaklarının olduğunu. Bu tek dişli canavar öğrendi ve biliyor.
Türkiye bunları elde etmesin diye, yazdıkları senaryodaki piyangoyu, Yunanistan’a çektiriyor ve Türkiye’nin karşısına çıkarıyorlar.
Türkiye’de, sanayileşmeye giden yolda enerji kaynakları hariç. Her türlü hammadde var.
Bütçesinin önemli bir bölümünü enerjiye harcıyor.
Kalkınmaya gerekli bütçe tam manası ile ayrılamıyor.
Enerjiye sahip olması halinde. Her şeyi ile tam bağımsız olarak hareket edecek.
Bu, tek dişi kalmış canavarın işine gelir mi ?
Türkiye’nin kalkınmışlığını engellemek için, ilk önce NATO şemsiyesi altında. Milli çıkarlarının korunması açısından bile, eli kolu bağlı hale getirilmiş bir müttefik. Halbuki üyeler arasında eşitlik ilkesi var.
1949’da NATO’ya giren Türkiye. Acaba kaç yıl üye devlet olarak Genel Sekreterliği elde etti ?
Arkasından AET çıktı. O logo, sonradan AB’ne döndü.
1957 ‘de Roma Anlaşması ile AET oluştu.
De Golün ısrarları karşısında. Ölünceye kadar İngiltere kuruluşa alınmadı.
1992 ‘de Maastricht Anlaşması ile AB ‘ne dönüştürüldü.
Türkiye AET’ye 1959 ‘da üye olmak için baş vurdu. Birlik AB’ne dönüştü. Aradan 61 yıl geçti. Avrupa Birliğinin giriş kapısı ile Gancellisinin arasında hala daha beklemede. Üstelik de uygulanan politikalarla, Türkiye’nin hak ve menfaatlerine set çekiliyor.
Son Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinde bunu yaşıyoruz. Batılıların Türkiye’yi kendi bloklarına alma nedeninin altında yatan. Türkiye’nin gelişmesinin ve büyümesinin önüne takoz mu koymak ?
Yaşanan olaylar bize bunu göstermiyor mu ?
1963 ‘te Kıbrıs’ta bunu yaşamadık mı ?
1964 ‘te Jhonson mektubu ile bu kanıtlanmadı mı ?
Bütün amaç, Türkiye’yi Mısakı Milli sınırlarını kapsayan kara parçasının dışına çıkarmamak.
Hele buralarda enerji kaynakları varsa.
Türk Ulusundan Batı ve AB çok çekiniyor. Daha açıkçası korkuyor.
Her yönü ile kalkınmış bir Türkiye’yi nasıl zapt ederiz ?
Orta Doğu’da, Doğu Akdeniz’de nasıl at koştururuz ?
Birinci Sevr’de, Türk Ulusu mahvolmuş bir vaziyette olmasına karşın bunu başaramadılar.
Şimdilerde bunu başarmak mümkün mü ?
Hiç zannetmiyorum.
Türkiye batının bilhassa AB ‘nin ne mal olduğunu. 2004 referandumunda gördü ve yaşadı.
Önlemlerini ona göre almaya başladı. Bunlar günümüze kadar geldi ve devam etmektedir. Hep birlikte görüp yaşıyoruz.
Dün, Türkiye Genel Kurmay Başkanının yaptığı açıklamadan bir cümle ile makalemi bitiriyorum.
“Türk Silahlı Kuvvetleri, vatanımızı, milletimizi, milli, manevi değerlerimizi, uluslararası hak ve menfaatlerimizi korumakta. Azimlidir, kararlıdır ve buna muktedirdir .”




Bu haber 5031 defa okunmuştur

:

:

:

: