Yeni güne sevgiyle katil

GECE eteğini toplayıp giderken saygılıydı güneşe...

GECE eteğini toplayıp giderken saygılıydı güneşe...

Ağaçlar, çiçekler, kuşlar, böcekler yeni günü MÜJDELEDİLER birbirlerine...

Sen de senin için hazırlanan bu ŞÖLENE
mutlulukla,
sevinçle ve
SEVGİYLE KATIL...

NE KADAR

Daha
Ne kadar sürecek
Sana olan tutkunluğum...

Daha kaç gece uykusuz kalıp
Kalp atışlarımı dinleyeceğim...

Dolunaylarda sıkıntılı
Dolunaylarda sancılı...

Bir taraftan
Diğer tarafa dönüp
Seni düşüneceğim....

Ayşe TURAL

MERHABA!
SENİNLE TANIŞALIM MI?

Ağaçların altındaki banka oturuyorum. Sarı boyalı bir bank... Çimenler belli ki sabah sulanmış, toprak kokuyor.

Ayaklarımı uzatıp mis gibi havayı kokluyorum...

Ağaçların yeşili içimi serinletiyor, gözlerimi yeşile boyuyor...

Derken koluma minik bir böcek konuyor. Kırmızı benekli siyah bir böcek ... Mühür böceği gibi... Önce ürkek ürkek bakıyor, biraz yürüyor.

- Merhaba...!
Seninle tanışalım...
Ne haber?

Sıkı fıkı olmayı sevmiyor anlaşılan... Ya da acelesi var...

Minicik kanatlarını açıp uzaklaşıyor... Eminim bana hoşçakal demiştir.

Gözlerimi kapatıp ' hayat ne tatlı!' diyorum...

Ayşe TURAL

EYLÜL OLSUN DA GÖR BENİ
bir
eylül olsun da gör beni
nasıl dökeceğim yaşlarımı
nasıl dağıtacağım sırma saçlarımı...

bir
eylül olsun da gör beni
dize gelecek sevdalar
inciler gibi dizeceğim
' hazır ol...' a geçecek tüm sözcükler...

bir
eylül olsun da gör beni
tutup tutup yere savuracağım
yalancı aşkları...
sen
sevda masalı görmedin
hele bir
EYLÜL olsun da gör beni...

Ayşe TURAL

NE ÇOK İNSAN TANIMIŞIM
ve
NE ÇOK ANI BİRİKTİRMİŞİM

Şu aralar düşünmek, anımsamak İÇİN pek çok vaktim var. Eminim sizler de zaman zaman benim gibi düşünüyorsunuz.

Her gün bir dolabın kapağını açıyorum. Fotoğraflar... Anmalıklar... Küçük büyük kartpostallar... Notlar... Defterler... Davetiyeler... Açılışlar...

Ansızın biri şimşek hızıyla size dokunuyor; beyninizde yıldızlar uçuşuyor.

Unuttuğunuz bir an / tıpkı bir film şeridi gibi/ hem de ilk günkü gibi sizi sarıveriyor.

Hem çok güzel hem çok hüzünlü...
Bir fotoğraf karesinde yer almış bir çocuk...

Siz tanımıyorsunuz o da zaten o kareyi çoktan unutmuş...

EYLÜL GELİNCE

Eylül gelince
Tüm dizelerimi
Gözlerine diziyorum
İnci inci...
Şiir oluveriyorlar...

Eylül hınzırdır...
Acımasızdır
Sonbahar yağmurları
Ruhumu yıkarken
Sen
Çağsayıcı mevsimler yaşatmalısın bana...
Dolunaylı gecelerde...

Eylül kıskançtır....
Gecelerin kolsuz kanatsız sevişmeleri
Yarasa gözlerinden uzak
Bir sana bir bana döner durur...

Eylül derbederdir...
Dağıtır ortaya saçar isyanlarımı...
Vurgun bir yürek
Delice
Ortasına ortasına vurur
Aşkın
Ah!
Şu eylül yok mu
Deli eder adamı.

Ayşe TURAL

KİMİNLE DANSEDİYORSAK

Okuduklarımdan ve hayattan öğrendiklerimden yola çıkarak şöyle düşünüyorum:

Yaşam ve ilişkiler alabildiğine karmaşık ya da olabildiğince yalın... Aslında onu karmaşıklaştıran yine biziz, diye düşünenlerdenim ben...

Hayatımıza kıyısından köşesinden adım atan ya da balıklama dalıverenler bizi serseme çeviriyor... Farkına varıncaya kadar atı alan Üsküdar'ı geçmiş oluyor... Yani olanlar oluyor... O, bizi değiştiriyor...

Yakınmıyorum, sadece gözünüzü açmak istiyorum. Hayatımıza kim girerse o, bizi derinden etkiliyor, çarpılıyoruz yani... En babayiğitlerimiz bile kendi payına düşeni alıyor...

O kişiye göre şekilleniyoruz... Özelliklerimiz çoğalıyor. Karşımızdaki zeki, esprili ya da şakacıysa o yönümüz gelişiyor... Başarılı, hırslı ve mantıklıysa onun gibi düşünmeye başlıyoruz...

Karşımızdakiyle dans ederken (hayatı paylaşırken) adımlarımız ona uyuyor... Uyumlu dans etmenin kuralı da bu olsa gerek değil mi?

GELECEKSEN

geleceksen
güneşli bir bahar sabahı
deniz maviye, yaprak yeşile dönerken
serçeler de tam su içerken
bir eski zaman hikayesiyle çıkagel...

geleceksen
öğle sıcağı Mesaryayı kavururken
saçlarımın gölgesine sığınmaya
en güzel gülüşlerinnle
sıcacık öpüşlerinle hemen gel...

geleceksen
güz ikindileri yürürken akşama
gülümseyen bakışlarınla
içimin aydınlığına
ruhunun sessizliğini katarak gel...

geleceksen
ay büyürken bir gece yarısı
yakamozlanırken deniz
içim kumsalına koşarken alev alev
sevdadan yana her ne varsa
topla da gel..

Ayşe TURAL

ZAMANIN AKIŞINA BIRAKIN KENDİNİZİ

Yaşamın içinde yol aldıkça, hayatın anlamını daha iyi kavrıyorsunuz. İşte o zaman ona, kendiniz yeni anlamlar yüklüyorsunuz.

Bu anlam yüklemede pek çok etken rol oynuyor elbette: Ne kadar kültürlü olduğunuz... Yaşama bakış açınızdaki olgunluk.. Deneyimleriniz... Toplum içindeki sağlam duruşunuz... Belki de statünüz...

İşte bütün bu bileşenler, sizi SİZ yapan etmenler...

Ne kadar donanımlıysanız, karar verme aşamanızda o kadar mantıklı ve kararlı duruş sergiliyorsunuz...

Hayatın dayatmalarını hep OKYANUS DALGALARINA benzetirim ben.
İnanırım ki her TEKNE, o dalgalarla boğuşamaz...

İşte bu yüzden, tam da bu yüzden hayatın dayatmalarıyla karşılaştığınızda bazen AKINTIYA KÜREK ÇEKMEK gerek... Uğraştınız, didindiniz ama sonuç değişmeyecek... O zaman, ZAMANIN AKIŞINA bırakın kendinizi...

Siz elinizden geleni yaptınız... Çabaladınız... Olmadı...
Belki hayat size başka sürprizler hazırladı... Belki ne istiyorsanız onlar gelecek önünüze... Hani derler ya HER OLMAYAN İŞTE HAYIR VAR..

Mutlu olacağınız olaylar...
Başarıyı daha çok yaşayacağınız zaman dilimleri...
Hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz ortamlar...

HAYDİ BİR CESARET...
ARKANIZA DAYANIN...
GÖZLERİNİZİ KAPATIN...
GELENİ BEKLEYİN...
KORKMAYIN HER ŞEY DAHA GÜZEL OLACAK...

SEVDAM GÜL YAPRAKLARINDA

Sevincim sonsuz
Gözbebeklerimde
Ebemkuşakları düşlerimdedir
Yanık kokusu sevdanın
Yaprak yaprak güldedir...

Yaz yağmurlarında
Toprak kokulu yarim
Sevda sözlüm
Gönül gözlüm...

Sevdalar sığmaz yüreğime
Coşar taşar
İki damla yaş olur
Düşer yanaklarımdan...

Ayşe TURAL

YAŞAMLA DANS

Yaşamın rüzgarlarına kapılıp, razı gelip de hayatınızı sürdürürseniz; hayatla kavga etmek yerine onunla DANS ETMEYİ öğrenirseniz, eninde sonunda siz kazançlı çıkıyorsunuz…

Bunu deneyerek, yaşayarak öğrendim…

MUTLU HAFTA SONLARI GEÇİRİN...

Bu haber 6737 defa okunmuştur

:

:

:

: