Dünyada ve ülkemizde artan virüs yayılması karşısında. İsim olarak ikinci dalgayı yakıştıranlar, hemen hemen tüm dünya oldu.
Bu tanı doğru mu ?
Yoksa virüs karşısında açılıma gidilmesi ile yayılmasını tetiklemedik mi ?
Köküne dökülecek kezzap, halen bulunamadı.
Bu köşeden hep, okuyucuların usanması pahasına.
Maske.
Hijyen.
Sosyal mesafe.
Bulunduğumuz ortamda, bulaşa bulaşmamak için uyacağımız kurallar. Alacağımız tedbirler diye sıralıyorum.
Virüs konusunda, ayni derde mustarip Güney komşumuzda. Çok şükür bizde halen ölüm olayları meydana gelmedi.
Kuralları uygulamayanlara, derhal müeyyideler uygulanmaya başlandı.
Bizde ise bu halkımızın insiyatifine bırakıldı.
Geçen zaman süresi içinde, görülmüştür ki bunlara büyük bir oranda insanımız uymadı.
Hele hele maske olayında, sınıfta kalan bir toplum olduk.
Kurallara uymayanlar, sadece kendileri için değil, kurallara uyanlar için de büyük bir tehlike oluşturdular.
Bile bile sosyal mesafe kuralını ayaklar altına almadık mı ?
Düğünler, sünnetler, tombalalar, sportif faaliyetler gırla.
Sosyal medyaya atılan resimlerde, nerede ise kucak kucağa yemek partileri.
Sadece duyarlı mekanlarda hijyene dikkat edilmekte. Birçok mekan da ise hiç akla bile gelmemektedir.
Virüs için aşı çalışmaları pür hızıyla devam etmekte olmasına rağmen. Beraberinde olumsuzlukları da getirmektedir.
Aşı için zamana ihtiyaç duyulmaktadır.
Mevcut korunma önlemleri ile bu zor günleri aşmak için kurallara uymaktan başka bir çaremiz kalmamıştır.
Virüsle mücadelede, ekonominin sürdürülebilir bir seviyede ve seyirde olması için. Plan ve projelerin yapılması gerek.
Ekonominin çarkı dönmezse.
Virüse karşı verilecek mücadelede başarı şansı ne kadar olur ? Geçen iki buçuk aylık dönemde gördük ve yaşadık.
Dünyada ve ülkemizde, her şey para ile döndüğünden. Bu mücadelede de ana kaynağın para olduğunu gördük.
İnsan sağlığının değerine, çağdaş dünyamızda halen daha paha biçilmiş değildir.
Dünyadaki ekonomik sisteme göre, parasız hiçbir şey olmayacağından. Ekonomi zayıfsa virüsle mücadelede hiçbir işin olmayacağı da ortada.
Açıkçası.
Bir tarafta insan sağlığı.
Diğer tarafta insan sağlığını sürdürmek için, ona katkıda bulunacak bir ekonomi.
Dünya, bu felaketi ortadan kaldırmak ve mücadele etmek için. Her ikisini de İnsanı ve ekonomiyi birbirinden ayrılmaz ikizler olarak görmektedir.
Ne insandan.
Ne de ekonomiden vaz geçilmez.
İkisi arasında, İnsan odaklı bir hassas dengenin oluşturulması halinde. İnsanlara en az zarar verebilecek sonuçlarla Pandemiyi atlatacağımıza inanıyorum.
Yok bu hassas denge, Ekonomi ağırlıklı olur.
“ Bırakınız yapsınlar. Bırakınız geçsinler “ denirse. Bunun sonucu felaket olur.
Ülkemizde geç de olsa, kurallara uymayanlar için yasal değişikliğe gidiliyor.
Yasa önerisi, aksi bir durum olmazsa. Yakın bir tarihte Genel Kuruldan geçecek.
Ülkemiz çok küçük. Herkes birbirini tanıyor. Duygusal yaklaşımlar sıkı fıkı.
Ülkemizde bu nedenden dolayı birçok müeyyide uygulanamıyor. Bunu yaşayarak görüyoruz.
İnşallah bu konuda da duygusallık ağır basmaz.
Çünkü bu iş duygusallığa gelmez.