Hayat, bir nefes kadardır.
Bu aldığımız nefesin içine neden güzellikleri taşımayalım ve yaşatmayalım.
Öyle çok yapacak işler varki inanın hiçte zor değildir. Yeterki bir ucundan başlayalım. Eylül ayı şiir ayı. Şiir tadında bir ülke yaratabiliriz. Eski günleri, Atalarımızın çektikleri sıkıntıları hatırlayalım. Yıllarca barakalarda çadırlarda yaşadılar aç susuz kaldılar o mutlu yaşadıkları evlerini köylerini terkettiler. Hiç yılmadan bu günlere geldiler. Şimdi neden kendimizi güçsüz hissedelim. Hele hele yanımızda Güçlü bir DEV ÜLKE varken. Sorunlarımızı kavga ederek insan ayırımı yaparak çözemeyiz. Önce önlemler alarak, Dünyayı yakıp kavuran mikroptan kendimizi izole ederek kurtarmalız bu uğraşın içerisine çevre temizliği ile yol almalıyız, ekonomimizi güçlendirip biran önce bu dar boğazdan kurtulmalıyız. Yanan yok olan ormanlarımızı yeniden yeşillendirmeliyiz. Bütün bu adımlar sevgi ile atılmalı. Sevginin paylaşımın olduğu her yer cennettir. Şimdi tam zamanı. 25 Eylülde, yeniden Geçitköy barajına Türkiye den gelecek olan su, Coğrafyamızın kurtuşu olabilir. Yeterki biz kendimize inanalım ve sağlıklı kucakladığımız her nefesimizin kıymetini bilelim. Hayatı sevenlerin sevgi kaynakları inançlarıdır. İnsan sevgiyle insan olmayı başarır, ve sonrasında bir çok başarılara imza atar. O insanın içinde yatan kin ve nefret insanı insanlıktan çıkarır. Nefret ayakları sıkan ayakabılar gibidir. İçinizdeki nefreti çıkarın atın, atın ki Kalbiniz, ve ülkemiz nefes alsın güçlü bir nefes kucaklayalım.
Sizi Seviyorum...