Tarih tekerrürden ibarettir

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere baktığım zaman, hemen geçmişi hatırlar gibi oluyorum.

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere baktığım zaman, hemen geçmişi hatırlar gibi oluyorum.
Gördüğüm geçmiş, çok da tarih sayfalarının gerisine gitmiyor.
Şöyle doksan sene öncesine kadar tarih sayfalarına bir bakalım.
Baktığımızda, tüm dünya, Anadolu’nun paylaşımı için harekete Çanakkale’den başladı.
Kıyı şeritleri ile işgal başlatıldı.
Anadolu’nun işgali görevi ise İngiltere’nin silahlandırdığı Yunanistan’a verildi.
Silah, teçhizat, para İngiltere’den sağlandı.
Pekala, Yunanistan bu görevi niçin kabul etti ? Megalo İdea hayali için. Megalo idea’nın açılımı. BİZANS İmparatorluğunu diriltme hedefi. Yunanistan başta İngiltere ve batılıların vaatleri ve teşvikleri ile Anadolu’yu işgal etmek için işe İzmir’den başladı.
Bu misyonun sahibi ve planlayıcısı İngiltere idi.
Tabii sonucun ne olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Tarih sayfaları bunu yazmaktadır.
9 Eylül, Türk dünyası tarafından bir milat olarak her zaman hatırlarda durmaktadır.
Yazımın başlığı, Tarih tekerrürden ibarettir dizeleri ile belirlenmiştir.
Gerçekten tarih tekerrürden ibaret mi ?
Fransa, İngiliz’in misyonunu devralarak tarihin tekerrür edebileceği olasılığını ortaya koydu.
Saz ayni saz. Sadece eli değişti. Hava ayni hava. Sadece sesi değişti.
Atatürk Cumhuriyetinden sonra yapılan ittifaklar ve ikili anlaşmalarla, Türkiye Cumhuriyetine vasi tayin edilerek. Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı vesayet altına alındı. Bu görev, Okyanus ötesindekiler tarafından yerine getirildi. Nerede ise TC’nin misakı milli sınırları içinde bile söz hakkı elinden alındı.
Bu plan Osmanlıya yapılmış. Türk Ulusunun granit kayasına çarparak heder olmuştu.
Plan, 1938’den sonra tekrar uygulamaya sokuldu.
Bunu uygulamaya sokanlar. 1915 ‘de Çanakkale’de ve Anadolu’nun işgalinde olanlar. Yani Türkiye’yi işgal etmeye kalkışanlar ve başarılı olamayanlardı. Bu kez bunlar kendilerini müttefik kılıfına sokarak. Türkiye’yi, savaşsız ve silahsız etkisiz hale getirerek amaçlarına ulaşma yolunu seçtiler.
Bunun için de İttifak anlaşmalarına dayanarak. TSK’nin içine nüfuz ederek. TSK ‘ni kendilerine bağımlı hale getirdiler.
Bunun acı gerçeğini, meşhur Jhonson Mektubunda yaşadık ve gördük.
Bu sadece Silahlı Kuvvetlerde olmadı.
Tüm Bakanlıklara bir Amerikan uzmanı yerleştirilerek vesayet tüm devlet kurumlarına yansıtıldı.
Türkiye’nin egemenliği ve bağımsızlığı söz konusu olunca, Milli menfaatleri ön plana çıkaran siyasi iktidarlar. Askeri darbelerle alaşağı edildi.
İşin tuhaf yanı ise, tüm yapılan darbelerde iş başına gelenler. Atatürk ilke ve devrimleri ayaklar altına alındığı için, onları yaşatmak gayesi ile darbeyi yaptıklarını söylediler.
Her darbeden sonra, TC her alanda geri bıraktırıldı. Türk Halkı ayrıştırıldı ve birbirine düşürüldü.
Jhonson Mektubu, Türk Ulusu için bir milat olmuştu.
Batılı müttefiklerin gerçek müttefikliği ortaya çıkmış. Hanya ile Konya öğrenilmişti.
Avrupa’dan, AB oluşturularak dışlanan ABD. Kıta Avrupa’sından dışlanarak. Sadece NATO ile Avrupa ile bağlantılı kalmıştı.
AB’nin Türkiye’ye bakış açısını görmemiz için 2004 yılına gitmemiz yeter. AB’nin Türkiye ve Kıbrıs Türklerine Annan Referandumunda yaptıkları hepimizin malumu. Burada ayrıntıya girmek istemiyorum. Bu konu, sayfalar alır.
Sn. Erdoğan bunun için, AB Kıbrıs’ta sınıfta kalmıştır sözleri ile çok net AB’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır.
Annan Planı ile gerek Türkiye, gerekse Kıbrıs Türk Halkına verdikleri vaad ve sözlerin hiç birini yerine getirmediler.
Bu yetmezmiş gibi, Kıbrıs Türk Halkının da ortak malı olduğu Hidro karbonlarla ilgili, yetkili kıldıkları idare de GKRY oldu.
Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarını. Türkiye’nin uluslararası hukuka dayanarak yetki alanı içerisine alması karşısında ise, İtilaf Devletleri ruhunu hortlatarak. 90 yıl sonra TC karşısına dikildiler.
Bu itilaf devletlerine karşı 1915 ‘de Türkiye ile birlikte savaşan Almanya’yı da, 2020 yılında bunlarla birlikte ayni kurtlar sofrasında görüyoruz. Türkiye’nin NATO müttefiki ve stratejik ortağı ABD’de dahil.
Bu birlikteliği sağlayan ve Türkiye’nin karşısında masada diklenen bu ülkeler. Hiçbir zaman kendi ordularını Türkiye’ye karşı savaşta kullandırmadılar. Güneşi batmayan imparatorluk. Çanakkale’de, sömürgelerindeki insanları ve zavallı Anzakları cepheye sürdü.
Anadolu’nun işgalinde de zavallı Yunan halkı kullanıldı.
Bunlar sadece masada ahkam keserler. Saha bunlara uzak.
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını elde etmek için Yunanistan’ı ve GKRY dama taşı gibi kullanmaya başladılar.
Yunan yöneticiler, Tarihlerini çok çabuk unuttular veya Tarih derslerine, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, 22 Ağustos’u, 9 Eylül’ü koymadılar.
Değerli okurlar.
Galiba değil! Tarih tekerrürden ibarettir.


Bu haber 4727 defa okunmuştur

:

:

:

: