Hani derler ya.
Bir omuza yıllarca baş koymaktır, Elele vermektir
Bütünleşmektir.
Çoğalmaktır.
O yaşanan süreci güzelleştirmektir. Bir kitap gibi, sayfaları açtıkça kapılar gibi açılır.
Türkiye'den gelen su, Geçit köy barajını yavaş, yavaş doldurmaya başladı. Kırk altı yıl sonra Dünyada eşi benzeri olmayan Maraş şehri. Hayalet şehir.. Şükürler olsun bir kısmı açıldı. O Dünyada eşi benzeri olmayan sahili Turkuaz mavisi Denizi. Bu birçok yeni kapıların açılacağı anlamına gelir diye düşünüyorum.
Sıkılmadan yorulmadan hayatı kucaklamak, paylaşmaktır.
Sevmek bir eylemdir,
İki varlığın birbirine özünden bağlanmasıdır. Canım Türkiye'm ve benim güzel Adam Kıbrıs'ım, canımmmmm.
Öyle bir et tırnak olduk ki bu sevgi var olduğu sürece sayısız güzelliklere imza atılır. Kavgasız, gürültüsüz, olmalıydı koltuklar. Kucaklayıcı. Yarın seçim sandıklarına giderken o koltuk sevdalıları en az on şiir, on şarkı bilmeliydiler, on kitap okumalıydılar, yanında sanatın bütün dallarının kıymetini, bilmeliydiler. Sokaklar, çevre şiir kokmalıydı. Bir karış toprak, bir avuç kadar insan. Ama anlıyamadınız Sevginin S harfinden geçtiğini. Her seçim öncesi yollara biraz beyaz çizgiler çizdiniz, sanki çok normalmiş gibi. her taraf çöp dolu aklınız fikriniz koltuk. Ben bunca gördüğüm ülkelerin temizliği karşısında inanın utanıyorum. Çok uzağa gitmeyelim güney Kıbrıs, susuzluktan kıvranırken bile ki, onca bağlar kurutuldu, sokaklar pırıl pırıl. Hiçmi örnek almıyorsunuz...
Sokaklarımızı, çevremizidemi Türkiye temizlesin.
Yapmayın, yazıktır günahtır. Bu coğrafya bizim, eşi benzeri olmayan bir cennette yaşıyoruz. Yaşam sadece koltuklar değildir.
Sevmek yalnız güçlü bir duyguya kapılmak değildir;
bir karardır, bir yargıdır, bir söz vermedir.
Sevmek bir şeyin ‘içinde olmaktır’
bir şeye ‘kapılmak’ değil.
Sevmek almak değil,
bir şeyler vermektir!..” Unutmayın bu koltuklara gelirken namusunuz ve şerefinizin üzerine yeminler veriyorsunuz. Ne olur bu yeminlerinizi yerine getirin...
İnsanını ve Ülkesini sevmek, korumak en yüce unsurdur.
Sizi Seviyorum...