Kapısız kilitler

Kapısız kilitler Mediha Ünver’in (Ağustos 2020) ilk göz ağrısı öykü kitabı.

Kapısız kilitler Mediha Ünver’in (Ağustos 2020) ilk göz ağrısı öykü kitabı. Bilgi Yayınevi tarafından basılan kitabın editörlüğü Biray Üstüner tarafından yapılıyor. Kapak tasarımı ise Murat Sayın’a ait. Kitap Kültür Bakanlığı tarafından İlk Eser Desteği’ne layık görülüyor. Toplumsal sorunları anlatıyor Mediha Ünver öykülerinde. Çorumlu yazar çocukluğunu geçirdiği köy hayatını öykülerine yansıtırken folklorik ögeleri ve yöresel dilli ustalıkla kullanıyor.
Çerçici kitabın ilk öyküsü. Dopi yerleşik hayatından kaçmaya çalışan bir tutsak. Dopi’nin eşinin kuşağına bağladığı bir tomar anahtar kitaba veriyor adını. Dopi, Çerçici’deki özgürlük duygusunu kıskanıyor. Vahşi atı ehlileştirebilme umudunu yitirdiğinde salıyor atını Dopi.
Bacağına aldırmaksızın bizimle yağ satar bal satar, seksek oynamasa da ebeyi kör eder, en çok da çocukluğunu sobelerdi diyerek Çerçici’yi ve içindeki çocuğu tanımlıyor yazar. (s;…)
Ateş Duman Kar ve Kül tasavvufi ögeler taşıyan bir öykü. Ateşten küle doğru yok oluşun hikayesi. Vuslatsız bir sevdadan yola çıkılarak yazılan bir eser. Ve bir düşte buluştunuz, mevsim yalancı bahardı. Göğsünüzde taşıdığınız ayaz vurmuş güllerden tanıdınız birbirinizi. (s;…)
Yere bakma düşersin isimli öykünün kurgusu farklı. Uykuyla düş arası bir anlatımı var bu öykünün. Çocuk bakışıyla toplumun yargılarının kişiler üzerindeki zorlayıcılığı anlatılıyor.
Yitmeler kavşağı kız çocuğunun ilk ergenliğe geçme çağından itibaren dişiliği üzerinden toplumsal baskıyı hissetme hali. Ve bu baskı ıslak saçlar olarak sembolize ediliyor. Fahriye Abla ile Rastık çeken Mahmure’nin izleri var öyküde. Ey yolunu kaybetmiş rehber, nereye gidecektim, ne soracaktım unuttum…! (s;45) diyor öyküdeki kadın kahraman.
Cebinde şeker değil taş taşırdı benim annem cümlesiyle okuyucuyu içine çekiveren bir öykü Çakıl Taşları isimli öykü. Bir kuşağın, on iki eylül çocuklarının acısının sorgulanma öyküsü. Ahmet Erhan’ın dizelerinden yola çıkarak, karşıya geçebilme umuduyla annenin uçuruma attığı taşlar, ince ince dokunmuş öyküde.
Genç bir kızın beşik kertmesi ile sevdalısı arasındaki duyguları, geleneksel baskıya rağmen sevdalısını beklemesinin öyküsü Şafak Yorgunu. Kırık aynanın en büyük parçasına yapışıp kalmıştı ömrünün en güzel ve kısa gecesi (s;…).
Ferman’da, aşık olunanın beklemekten vazgeçilip heykelleştirilmesi, heykeliyle bir arada olmaktan mutlu olmayı tercih ediş var. Sarmaşık, asma ve ayrık otu metaforlarını kullanan yazarın, öyküsünün sonundaki kadın kahraman kurumuş çiçeklerin olduğu bahçenin aralık kapısnı kapamaya giderken ayrık otunu eziyor.
Elmas isimli öykü Tepenin ardını bilmeyen, denize ulaşamasa da ırmağa ulaşma hayali olan Seher’in, bir sarhoşun elinde heba olma öyküsü, yitip giden bütün kadınlara yazılmış bir ağıt (s;…)
Çiğdem Çiçeğine Sarı Düşler isimli öyküde saat kurulu sistemin devamına zorlayıcı dayatmaları, kedi ise hayatın renklerine yazarın aklını çelebilen unsurlar. Ayna simgesini kullanmayı seven yazarın bu öyküsü Aynadan yansıyan ışığın şavkı fırça olmuş yeni bir resim çiziyordu etrafa, diye devam ediyor (s;…). Sonunda geriye beyaz ve dinginlik kalıyor. Bir ömrün ritmini ayarlayan tik-taklar bile kalmıyor. Kedi ve saatin belki de hiç olmadığını anlayan, hayatının sonbaharında bir kadının baharı hatırlamasını anlatan öykü.
Mediha Ünver şiirsel bir dille yazdığı öykülerinde, sadece köy insanının sorunlarını anlatmıyor, kent insanının çıkmazlarını da okuyucularına ustalıkla sunuyor.


Bu haber 4109 defa okunmuştur

:

:

:

: