Yapabileceğinin en iyisini yapmak

Hayattaki kurallarımdan en önemlisi, bir işi yapacaksam eğer en iyi şekilde yapmak için didinmektir.

Hayattaki kurallarımdan en önemlisi, bir işi yapacaksam eğer en iyi şekilde yapmak için didinmektir.

Yıllarca öğrencilerime ödev yaparken, ders çalışırken bunu öğütledim. Dalga geçerek yapılan bir ders çalışma süreci bir saat bile olsa zaman kaybıdır. Ödev yaparken özene bezene yapılan ödevden alacakları yüksek puan ile iş ola yapılan bir ödev arasındaki farkı her zaman anlatmaya çalıştım.

Bu şekilde alışan her genç, büyüdüğünde iş hayatında ya da özel hayatında da düzeni ve disiplini öğrenmiş ve uygulamış olacaktır. Elbette bu da hayattaki başarılarını sağlamlaştıracaktır.

Aslında yaşamın içindeki her davranışımız, ailemizden, okuldan ve çevremizden edindiğimiz şeylerle şekillenmiştir.

Yaptığı işi en güzel yapana her zaman hayranlık duymuşumdur.

Rahmetli arkadaşım Hatice Mertkan'ın olağanüstü bir ütü yapma becerisi vardı. En eski tişört bile onun elinde ütülendiğinde raftan alınmış ilk hali gibi dururdu mesela...

Ablam Sabriye Sabancı'nın / bankacılıktan gelen bir titizlikle olsa gerek / havlu ve çarşaf dolapları kalıp gibidir. Arasından bir şey çekip almaya kıyamazsınız.

Yıllar önce okuttuğum bir öğrencim, çalıştığı resmî dairede ARŞİV bölümünde duvara astığı başarı belgesini gösterirken “ Sizin sayenizde bunu aldım. Defterlerimize, ödevlerimize çok titizdiniz.” demişti.

Ben de özellikle yemek yapacağımda malzemeleri önceden ayrı ayrı kaplarda hazırlar, daha sonra yemeği pişirmeye başlarım. Bu da benim titizliğimdir.

Dikiş dikmeyi, ütü yapmayı çok severim mesela. Beş dakikada dağınık bir alana çeki düzen vermeye, ortamı güzelleştirmeye bayılırım.

Anneleri marifetli pek çok kızın evde iş yapmadığını ama evlenince ne kadar iyi bir ev hanımı ve iş kadını olduğunu da görmüşüzdür. Görmek bile bir davranış başlangıcıdır.

Yazdıklarımı okurken sizin de ne güzel alışkanlıklarınız olduğunu düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum.

Başarılarımız, becerilerimiz, bizi hayatta daha pratik, akılcı ve uyumlu yapıyor.
Bunları gençlerimize, çocuklarımıza aktarabilirsek ne mutlu bize...

Sevgiyle kalın...

DOLUNAY ÇİÇEKLERİ

Büyü çiçek gibi
Sevgi tarlalarında
Boy atsın ekinler...

Evreni kucaklasın
Gözbebeklerinin ışıltısı
Barış türküleri öğret
Acımasız yüreklere..

Taç olsun başına
Dolunay çiçekleri

Ayşe TURAL

TRAFİK TERÖRÜ

Okullar bugün açıldı. Trafik de doğal olarak biraz daha yoğun...

Anayolda gidiyorum. Trafikte her zaman uyanık davranırım. Araba dizisini takip ederim. Üç dört araba önümde giden bir araba, ansızın sıradan çıkıp önünde giden aracın önünü kesti.

Kendimi bir aksiyon filminin ortasında hissettim. İçim titredi.

Bu nasıl bir şey! Hem kendi hem de önündeki araçtakileri tehlikeye sokan bir durum...

Trafik durdu. Aracın önünü kesen araçtan inen delikanlı, ellerini kollarını sallayarak tehditkar biçimde diğer arabadakilere bağırmaya başladı.

Tamam dedim. Şimdi diğer araçtan da inenler olursa sopa, bıçak birbirlerine girecekler...

Hiç alışık olmadığımız görüntüler bunlar. Yüreğim ağzıma geldi.
Beş yolun ortasında tüm trafik durdu.

Bir vatandaş, POLİSİ ARIYORUM diye elindeki telefonu sallayınca, bağıran delikanlı arabasına bindi ama BUNUN HESABINI VERECEKSİN tarzında da diğer arabadakine kafa, el, kol hareketleriyle çekti gitti.

Girne’nin göbeğinde, GÜPEGÜNDÜZ toplumsal huzuru bozan görüntüler...

Ne günlere kaldık...
HUZUR kalmadı.

Biz çok güzel günler yaşadık bu topraklarda... Ben sizler için üzülüyorum ÇOCUKLAR !
Sizler için...

ÇOCUK

Oyna bebeklerinle doyasıya
Gül yanakların çukurlaşsın...

Üzülme elbisen kirlendi diye
Saklambaç oyunlarında sobelendiysen...

Oyunbozanlık etme
Bırak oyunlar
En tatlı yerinde kalsın...

Çatma kaşlarını çocuğum
Kahkahaların çınlatsın
Şimdi ortalığı...

Doya doya sev bebeklerini
Düşlerin sınırsız olsun
Çocukluğunun düş olduğu
Zamanları da göreceksin...

Ayşe TURAL

YAŞAMIN FIRTINALARI

Aylardan Ekim... Arasıra dökülüveren damlalar... Ardından bulutların arasından sıyrılıveren pırıl pırıl bir güneş....

Şaşkına çeviriyor insanı... Hüzünden neşeye varan yolculuk...

Yaşamımızda da böyle aslında. Yenilgiler...
Kaybetmeler...
Fırtınalar...

Kazanıp güzel günlere ulaşmalar.. Huzur...
Mutluluk...
Az şey mi?

Yaşama arzumuzun var olması her şeye değer... Her gelen güne UMUTla bakmak...

Kocaman güne merhabalar hazırlayın yüreğinizden...


ARZU

gözlerinin menevişinde
bakış bakış açmalı yüreğim...

sıcacık ellerin
düşüverince aklıma
üşümeli avuçlarım...

ve seni düşününce
bedenim çözülmeli arzudan...

Ayşe TURAL

BIR YERI SEVMEK...
Bir yeri sevmeniz, özlemeniz için oranın çok da mükemmel olması gerekmiyor... Sizi oraya bağlayan duygular ve anılar önemli... Sevdiklerinizin olması yeterli...
Öyle olunca kahkahalarınızın tınısı bile değişiyor...
Dilerim, sevdiklerimiz hep yanımızda olmasalar da yürekleri bizimle olsun...

KUŞ

' insan kuş misali'
derdi ninem...
bir gün ordaysan
bir gün burda...

hani nerde KUŞluklar
değil insanlar
kuşlara bile uçmak YASAK...

sen SAKAsın ' geç'
sen GÜVERCİN 'geçemezsin '
belli mi olur
BARIŞ getirirsin
getirirsin de
dirliğimiz düzenimiz bozulur
hem de kökünden...

sen serçecik
geçsen ne
uçsan ne?
olsan da olur
olmasan da
kuşların dünyasında...

ama ya BEYNİ
güvercinle yer değiştirmişse
serçeciğin?

küçücük ikircik
ve
KIRMIZI IŞIK yandı...

Ayşe TURAL

İNSANIN KENDİNİ SEVMESİ...

Keyif alarak yaptığım, düşünüp de hemen hayata geçirdiğim her şeyden sonra, kendime kocaman “aferin”lerim olur.

Başkalarından onay beklemem. Daha doğrusu yaptığım, her ne ise, önce ben beğenmeliyim, diye düşünürüm. Öyle ya bu, insanın kendini sevmesi ve sayması gibi bir şey...

Ayşe TURAL

HÜZÜN

gözlerinden
düşlerime inciler düşüyor...

hüzün
bir denizin adıdır
ve
onu kimsecikler bilmez...
Ayşe TURAL


Bu haber 10649 defa okunmuştur

:

:

:

: