KKTC’nin beşinci cumhurbaşkanı seçimini geride bıraktık.
Seçim sathı mahallinde hiç de tasvip edilmeyen birçok hareket, davranış ve sosyal medyada medeni bir halkın yapmayacağı davranış biçimleri sergilendi.
Tabii bunu bütün ahaliye mal etmek büyük haksızlık olur.
Bu davranışları yapanlar maalesef toplumumuzda olan ve kendilerini aydın diye zanneden, diplomalı cahiller olmuştur.
Sosyal medyada sayıları az olmakla birlikte. Ses getirme iç güdüsü ile canla başla çalışmışlardır.
Halen bugün dahi bu tür mesajları sosyal medyada görmek mümkün.
Ülkemizde birçok üniversitenin kurulmasından sonra. Birden çok diplomaya sahip konuma gelmemize rağmen. Maalesef bizde hala daha hazım kültürüne eriştiğimizi hiç kimse iddia eder duruma gelmemiştir.
Bunun değişik bir söylemi ise içine sindirmek.
Halk olarak biz buna daha erişemedik.
Bunun en basit ve kahvelerde satılan ilacı.
ALKA SELTSER dir.
Öneririm.
Seçim sonuçlarını irdelediğimiz zaman. Çıkan sonuç, yeni bir sürecin müjdecisi gibi.
Sn. Tatar seçim kampanyası sırasında Güzelyurt ziyaretinde. Açık seçik hem Güzelyurt’lulara, hem de dünya kamuoyuna. Güzelyurt’un
taviz olarak, kesinlikle verilmeyeceği açıklamasını yapmıştı.
Cumhurbaşkanlığına seçilmesi ile Güzelyurt halkının yüreğine su serpilmiştir.
Ben Güzelyurt’ta sakin. İlk Güzelyurt ve Lefke kaymakamı olarak. Bu coğrafyanın verilmesi sonucu bölgede oluşacak yıkımın ne anlama geleceğini gayet iyi bilenlerden biriyim. Sn. Tatar’ın, CB görevinde bulunduğu sürece, diğer konularda olduğu gibi Güzelyurt için de elini masaya vuracağından adım gibi eminim.
Aksi bir davranışı beklemem mümkün değil.
Doğu Akdeniz ve Kapalı Maraş gibi konularda da Kıbrıs Türk Halkının menfaatleri, çıkarları ve Kıbrıs Türk Halkının bekası için vereceği onurlu mücadeleden de asla kuşkum yoktur.
Sn. Tatar, sadece Kıbrıs Türk Halkının çıkarlarını korumakla imtina etmeyecek. Onun mücadelesi, tüm Türklük dünyasının çıkarlarını korumaya şamil bir mücadele olacaktır.
Bu görev, çok çetin ve meşakkatli bir görevdir.
Seçilmesini, hem içte, hem de dışta içlerine sindiremeyenler var.
Hala bunun travması içindeler.
Emperyal güçlerin beşinci kolu. KKTC ‘de başarısız oldu.
Bu başarısızlık, mücadelelerini daha da kamçılayacaktır.
Bunun için tedbiri elden bırakmamak lazım.
Şimdiden daha yemin merasimini yapmadan, baskı dizinleri gelmeye başladı bile.
Bu süreç, bir hayli zor bir süreç olacak.
Batılı Emperyaller ve yerli işbirlikçileri hiç de boş durmayacak.
Pusuya yatıp beklemektedirler.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, ortaya bir hükümet krizi çıkmıştır. UBP gelecek hafta sonu, olağan üstü kurultaya giderek. Yeni genel başkanını seçecek. Yeni genel başkan, ayni zamanda ülkenin Başbakanı olacak.
UBP’nin, 21 Milletvekilinden aktif olarak, Sn. Ersin Tatar’ın partisinden istifa etmesi ve Sn. Hüseyin Özgürgün’ün Meclise gitmemesi nedeni ile 19 rakamına düşmesi. Yeni oluşacak hükümetle ilgili nisap teşkiline bağlı olarak, sıkıntılı günlere gebe.
HP’nin PM’sinin hükümetten çekilme kararı almış olması. Hukuki olarak hükümeti sona erdirmiş olmasa da Sn. Tatar’ın başbakanlıktan istifası ile Tatar Hükümetinin sonunu hukuken noktalamış olur.
Meclisten yasaların geçmesi için en az 28 Milletvekilinin onay vereceği bir hükümetin kurulması ile oluşan hükümet boşluğunun giderilmesi mümkün olacaktır.
Seçime kadar, geniş tabanlı bir hükümet modeli oluşur mu ?
Bu, CTP’nin de bu model hükümete katılması ile mümkün.
Fakat UBP ile CTP arasında Kıbrıs çözüm modeli üzerinde dağlar kadar ters bir görüş ayrılığı var.
“Demokrasilerde çare tükenmez .”
En son çare erken seçim.
Tabii bu sonuçlardan sonra küçülen partiler erken seçime gider mi?
Pirince giderken bulgurdan oluyorlardı.
Bir seçim daha eldekini de yitirmeye neden olmaz mı ?
Bütün bu olasılıklar karşısında. Partilerimiz bir çıkar yol bulacaklardır.
Sn. Tatar’ın, derhal ve çok kısa bir sürede. Her konuda bilhassa görüşme heyetinde, kendisine yardımcı olacak deneyimli ekipleri oluşturmasında da büyük fayda telakki ediyorum.
Yeminden sonra, her taraftan görüşme istekleri gelecektir.
Gerek resmi, gerek gayri resmi olsun. Görüşme heyetlerini oluşturduktan sonra bu temaslar yapılmalıdır.
Sn. Tatar’ı kutluyorum. Kıbrıs Türk Halkının çıkarları için ağzından çıkan her kelimenin takipçisi olacağımı da, buradan belirtmek isterim.
Yolun açık olsun.
Yelkenin rüzgarla dolsun.