Dün Cumhuriyetimizin 37’nci yıl dönümünü coşku ile kutladık.
Anavatandan başta Sn. Erdoğan olmak üzere kalabalık bir heyet de kutlamalara katıldı.
Bu heyetin içerisinde Sn. Bahçeli’nin de olması dikkatlerden kaçmadı.
Cumhur ittifakı tam kadro tören alanında idi.
İki Cumhurbaşkanı da 50 yıllık federasyon aldatmacası görüşmelere, konuşmalarında nokta koydular.
Sn. Erdoğan 2004 ‘te de KKTC’nin milli günü törenlerine katılmıştı. Hatırlanacağı gibi o dönem Annan Planının referandum arifesi idi.
AK Parti İktidarı Annan Planının Kıbrıs Türk Halkı tarafından onaylanması doğrultusunda irade ishar etmesini istiyordu.
2004 referandumunda o mealde irade isharı tecelli etmişti.
Fakat ayni irade isharı güneyde tecelli etmemişti.
AB Plana hayır diyen güneyi AB’ne aldı. Türk tarafını ise söz vermesine karşın almadı ve hiçbir vaadini yerine getirmedi. “O gün nasıl yalan söyledi iseler bugün de öyleler. “
Her türlü emellerini gerçekleştirmek için de 50 yıl Kıbrıs müzakerelerini oyalama kastı ile devam ettirdiler.
Dün Sn. Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramımızdaki konuşmasını dinledikten sonra. Artık Kıbrıs sorununun çözülmesi için masada federasyon şeklinin ortadan kalktığına ben de tüm dünya da şahit olduk.
Sn. Erdoğan.
50 yıldır artık bu gerçeği biliyoruz. 63 ‘te silah zoru ile bozulan. 74‘ te ise Yunan Cuntası darbesi ile ortadan kalkan ortaklığı. Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mümkün değildir. Eskilerin dediği gibi bu günün çamaşırı dünün güneşi ile kurutulmaz.
Hastaneleri bile paylaşamayan bu zihniyetle bunun mümkün olmadığını da belirtti.
Sn. Erdoğan bu konuda hidrokarbonları da örnek gösterdi.
Sn. Erdoğan karşı tarafın 50 yıllık diplomasi oyunlarına, yalanlarına artık Türk tarafının tahammülünün kalmadığı gerçeğini de dile getirdi.
Denizin altından gelen Anadolu suyundan ve pandemi hastanesinden sonra. Doğal gazın ve elektriğin geleceğini de söyledi.
Bir de Sn. Tatar’a yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayının yapılması müjdesini verdi. 5 dönümlük arazi üzerine yeni cumhurbaşkanlığı ikametgahı yapılacak. Türk tarafı iki devlet çözüm önerisini son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dillendirmiş. Sn. Tatar seçim kampanyasında açık açık seçim bildirgesi olarak halka sunmuştu. Sandıktan halk Sn. Tatar’ı çıkarmışsa, Sn. Tatar’la birlikte iki devletli eşit egemenliğe dayanan bir çözüm iradesi de çıkmış demektir.
Bu olgular karşısında. Bundan böyle bu çözüm önerisi olacaktır. Bunun aksi mümkün değildir.
Eminim ki bu öneriye karşı taraftan hayır gelecek. Hele hele 5’li konferansta Kıbrıs Türk tarafının karşı tarafça ayni statüde masaya oturma teklifini ayni anda reddedecekler.
Yine batıya sarılacaklardır. Bu aşamadan sonra batı ne denli etkili olacaktır ?
İki devletli, eşit egemenliğe dayanan çözüm önerisi Rum tarafı için iyi düşünülüp, iyi değerlendirilmesi gereken bir tez. Çünkü bunun da reddedilip, eskisi gibi oyalayıcı bin bir numaraya tevessül edilmesi halinde. Karşı taraf için telafisi mümkün olmayan sonuçların doğmasına ve bu sonuçların kalıcılaşmasına neden olabilir.
Bunun belirtilerini, dünkü konuşmasında Sn. Erdoğan’da gördüm.
Sn. Erdoğan, Sn. Tatar’a bir tavsiyede bulundu.
Sn. Tatar, Azerbaycan’a bir ziyaret ile bu adımı çok daha farklı bir duruma getirecektir.
Aklıma hemen şu soru geliverdi.
Rum tarafına yapılacak bu son öneri karşısında da sonuca gidilmezse. Tanınmaya yönelik ilk diplomatik adımlar.
Azerbaycan’dan mı başlayacak ?
Töreni 8000 vatandaş coşku ile izledi.
Dün Köfünye ve Boğaziçi köylerine yapılan barbarca saldırıların da yıl dönümü idi.
Cumhuriyete giden her kilometre taşında Kıbrıs Türkünün canı, kanı ve göz yaşı vardır.
Bu günlere kolay gelmedik.
Kıbrıs Türk Halkının mücadele yıllarındaki umut ışığı. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının başlatmış oldukları İstiklal Savaşanın zafer güneşi olmuştur.
37’nci yılda. Şehitlerimizi Rahmetle. Gazilerimizi ve bu yolda büyük özveriler gösteren tüm yurttaşlarımızı. Sevgi ve minnetle anıyorum.
37. yaş günümüz kutlu ve mutlu olsun.
Nice 37. yaş günlerine …