Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ve AKEL Politbüro üyesi Stefanos Stefanu, Haravgi gazetesinin Kıbrıs sorununa ilişkin sorularını yanıtladı.

Hristodulidis ve Stefanu’nun, Haravgi gazetesi tarafından sorulan 6 soruya verdikleri
6 yanıt gazetede geniş şekilde yer aldı.

Habere göre Hristodulidis ve Stefanu, Kıbrıs sorunundaki bir sonraki adımda istenilen şeyin, BM Genel Sekreteri’nin, müzakerelerin, Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasıyla ilgili inisiyatifinin başarı sağlaması olduğunu ifade ettiler.
Gazete, Hristodulidis ile Stefanu’nun diğer konularda ise görüş ayrılığına sahip olduğunu yazdı.

Kıbrıs Rum tarafının, müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlaması konusunda BM Genel Sekreteri’ni ikna edip etmediği şeklindeki soru üzerine Hristodulidis, “İnkar edilemez şekilde evet” yanıtını verdi.

Hristodulidis, Türkiye’nin Kuzey’deki seçim sürecinden önce Kıbrıs sorununda ilgili gelişmelerin olmayacağı yönündeki ısrarı nedeniyle müzakerelerin yeniden başlamasına olanak tanınmadığını savundu.

Stefanu, bu soruya karşılık olarak “Kıbrıs Rum tarafı ikna edici olsaydı 3 yıldan fazla süre geçmezdi” yanıtını verdi.

Stefanu, müzakerelerin yeniden başlamasına hazır olduğu konusunda Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’ni ikna edemediğini söyledi.

5’li konferansa ilişkin beklentinin ne olduğu sorusuna karşılık Hristodulidis, müzakerelerin, Kıbrıs sorununun federasyon zemininde çözümlenmesi hedefiyle, Crans Montana’da kaldğı yerden başlamasına ilişkin resmi bir açıklamanın istenilen bir şey olduğunu anımsatarak bunun haricinde sonucun Türkiye’nin takınacağı tavra bağlı olduğunu savundu.

Stefanu, olmamasını diledikleri şeyin, müzakerelerin nasıl ilerleyeceği konusunda müdahil tarafların farklı görüşleri nedeniyle müzakerelerin devamı konusunda uzlaşmaya varılmaması, maksimum beklentinin ise müzakerelerin yeniden başlamasına karar verilmesi olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Türk ve Kıbrıs Türk tarafının, iki devlete dayalı çözüme ilişkin olası bir öneri sunmasının ne anlama geleceğine ilişkin bir soru üzerine, böylesi bir olayın elbette ki olumlu bir gelişme olmayacağını, bunun ayrıca kendi taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Stefanu, bunlar BM kararlarına uygun iken, hiç kimsenin kendilerini, tezlerinden sapmalarına mecbur edemeyeceğini, üzerinde anlaşmaya varılan zeminin iki kesimli
iki bölgeli federasyon olduğunu söyledi.

“Desentralize mi merkeziyetçi federasyon mu” şeklindeki soru üzerine Hristodulidis, iki kesimli iki bölgeli federasyondan söz ettiklerini ve bunun herkes için net olması gerektiğini belirtti.

Stefanu, bu sorunun, müzakere başladığı zaman, federal hükümet için hangi ve ne kadar yetki talep edeceklerini bilmeleri açısından kendi kendilerine sorulması gerektiğini söyledi.

Siyasi eşitlik konusunda ise Hristodulidis, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararında kaydedildiği şekilde siyasi eşitliğin kendilerince kabul edildiğini ifade etti.

AKEL Politbüro üyesi Stefanos Stefanu, siyasi eşitliğin içeriğinin, BM’nin bir dizi kararında belirlendiğini, siyasi eşitliğin merkezi hükümetin kararlarına ve organlarına etkin katılım anlamına da geldiğini söyledi.

Stefanu siyasi eşitliğin üzerinde anlaşmaya varılan bir nokta olduğunu, Anastasiadis’in müzakerelere devam etmek istemesi durumunda, bu konuda uzlaşmaya varıldığını kabul etmesi ve konuyu açmaya devam etmemesi gerektiğini ifade etti.