Geçmişteki sese koşmak

Hayatın hayhuyunda birileri yaşam çemberimizin dışına düşer de fark etmeyiz bile.

Hayatın hayhuyunda birileri yaşam çemberimizin dışına düşer de fark etmeyiz bile. Ya bir karşılaşma ya da bir telefon kendimize getirir bizi. Ne çok zaman geçmiştir aradan! Nasıl da fark edememişizdir! Üç yıl mı beş yıl mı karar veremeyiz. Oysa ne güzel anılarımız olmuştur. Neler paylaşmışızdır. Geçenlerde neşeli bir ses ' Nerelerdesin sen? Özlendin... Çık gel! Beni tanıdın mı? ' deyince şaşkına döndüm. Uzun yıllar komşuluk yaptığımız, ayrı düştüğümüz zamanlarda bile ( torun Alpin'in bahanesiyle) sık sık görüştüğümüz Müzeyyen Hanım ( Ayken)... Birkaç gün sonrası için anlaşıyoruz. Derken bir iki gün sonraya erteliyoruz. Erteliyoruz ama sözümüzde durup nihayet dün buluşuyoruz. Evini gözüm kapalı buluyorum. Kapının önü sarmaşıktan çiçekten görünmüyor. Önce kızı Pelin karşılıyor beni. İşyeri evin bitişiğinde... Güzellik uzmanı... Bir sürü takı, aksesuar, güzellik malzemesi dolu... Yıllar önce ondan aldığım pembe boncuklu, harflerle süslü pembe çantamı hala keyifle kullanıyorum. Dolabımın başköşesinde... Derken sesimize dışarı fırlıyor Müzeyyen Hanım... Gözlerimiz dolu dolu, maskelerimizle sarılıyoruz birbirimize... Ne çok güzel şey paylaşmışız? Daldan dala atlayarak soluk soluğa bir o, bir ben sıralıyoruz... Sanırsınız arkamızdan atlı kovalıyor. Gözlerimiz doluyor bazen gülümserken... ' Yaşlandım Ayşe Hanım! ' diyor. Tabi diyorum sen yaşlandın da ben ON SEKİZİNDEYİM... Televizyonda beni kaçırmadan izlediğini anlatıyor. Sen orda konuştukça sanki yanımdaymışsın gibi laf atıyorum sana diyor. Kahkahalarla gülüyoruz. Öğle yemeğini birlikte yiyeceğiz. Dışarda yemekti programımız ama gürültü patırtı ortasında birbirimizi duyamamak var. Hem CORONA tedirginliği de var. Vazgeçiyoruz. Kaşla göz arası siparişi vermiş bile. Nazım Bey ( Nazım Ayken ) elindeki kocaman paketlerle çıkageliyor. Gülüş cümbüş yiyoruz geçmişi yadederek... Ne çok anımız varmış. Birini bırakıp ötekine geçiyoruz. Torunlar büyümüş, çoğu evlenmiş. Nazım Beyin madalyalarına, beratlarına, teşekkür belgelerine bakıyoruz. Zamanın gidişine kızsak da yapılacak bir şey yok! Anılarla avunmak da mutlu ediyor bizi... ALPİN'imiz bile haftaya askere gidiyor. Güle güle gitsin! Hayırlı TEZKERELERİ olsun. Elimde büyüdü kerata... Güle oynaya, şakalaşarak yaptığımız dersler hep aklımızda... ŞANSI DA BAHTI DA AÇIK OLSUN... Hep derim ya AKLIMI SEVEYİM diye... Aklımızı sevelim işte... Buluştuk. HARİKA bir zaman geçirdik. Ne olur MUTLULUKLARINIZI ERTELEMEYİN... Her şey BUGÜN'de saklı... Unutmayın... Bugün BÜYÜLÜ... BUGÜNÜN İÇİNDE NE ARARSANIZ VAR...

Bu haber 11374 defa okunmuştur

:

:

:

: