HP Milletvekili Kudret Özersay, UBP-YDP-DP hükümetine ilişkin kabinenin açıklanmasının ardından hükümete “Eğreti yapı, çok gitmez” yorumunda bulundu.
Eğretinin sözlük anlamı ne demek?
“Belirli bir süre geçtikten sonra kaldırılacak olan, geçici” manasına geliyor.
Haklı mı?
Aslında kendisine cevabı Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 20’lerdeki oy oranını yüzde 5’lere düşüren halk verdi.
Ancak Kudret Hoca hala daha anlamamakta direniyor. Dersini çalışmayan öğrenci gibi politik demeçlerini bile sol cenahtan kopya ediyor.
Özersay , bir inat uğruna dörtlü koalisyonu bozdu.
UBP ile koalisyonun ise iki ay önce neden bozulduğunu kendi partisinin içindeki milletvekilleri dahi hala daha anlamış değil.
Son olarak üç milletvekilinin istifasıyla partisi dağılma sürecine girerken bile üst perdeden konuşan Özersay’ı Titanic batarken, orkestradan istek parça yapan yolcuya benzetiyorum.
Özersay tuhaf açıklamasında aynen şunları söylüyor:
'Eğreti denilen şey tam da bu olsa gerek. Sadece toplumun değil, ortaklaşan siyasi partilerin destekçilerinin dahi bunu içlerine sindirebileceklerini sanmıyorum. Eğri gemi doğru sefer bile değil bu, bildiğin eğri gemi eğri sefer, eğreti yapı...Çok gitmez.”
Özersay’ın bu sözüne karşı çok güzel bir İngiliz atasözü var.
“Cam evde yaşarsan başkasına taş atma…”
Özersay da cam evde yaşamasına rağmen hala daha başkasına taş atmakla meşgul.
Kudret Hoca, bu geminin neden eğri, bu seferin neden eğri olduğunu açıklamak zorunda.
Özersay, “Bu bir operasyondur” diyerek partisinden yaşanan istifaları da görmezden geliyor.
Bu açıklamayı yaparken bu operasyonu kimin yaptığını da söylemek zorunda. Parmağının arkasına gizlenerek siyaset yapmaktan bir an önce vazgeçmeli.
Doğru sefer kendisinin seferiyse nasıl bu noktaya geldi?
Anavatan Türkiye ile adeta didişen siyasi çizgiyi nasıl çizdi?
Ne sağda ne solda diyen Kudret Hoca’nın bugüne kadar Türkiye ile yürüttüğü ilişkiler de belli ki samimiyetten uzak ve gerçek dışıymış.
Bunun başka izahı olamaz.
Son bir uyarıda buradan HP’ye gönül verenlere.
Partideki görevi şu an için tam olarak anlaşılamayan kurucu başkanlarıyla ilgili mutlaka bir karar vermek zorundalar.
Ya onunla birlikte yok olacaklar. Ya da toparlanıp yola devam edecekler. Bizden söylemesi…