Coronavirüse karşı zorlu bir virajdayız

Olan biteni anlamakta geç kalmamalıyız...

Olan biteni anlamakta geç kalmamalıyız... Dünyayı kasıp kavuran ‘koronavirüs salgını’ndan bahsediyorum... Galiba günlük düşünüyoruz... Yaşananları anlık değerlendiriyoruz... Kısır tartışmalar geniş kadrajlı düşünceyi önlüyor... ‘Tık peşinde koşan’ internet siteleri, tek amacı okuyucu avlamak olan özensiz yazılı medya, her akşam hep aynı dört beş kişinin hemen her konuda ahkam kestiği televizyonlar... Tüm bunlar dünyada ne olup bittiğini anlamaya engel oluyor...
* * * *
Örnek çok... Bizzat izlemedim ama dostlar anlattı... Ekranda biri ‘Covax aşısı’ na niye katılmadık diye veryansın etmiş... Dostum arayıp sordu...‘Hangi şirketin aşısı bu’ dedi... Böyle bir aşı yok dedim... ‘Covax’, ‘Dünya Sağlık Örgütü’ bünyesinde kurulmuş bir girişim... Amacı zenginlerden para, aşı şirketlerinden bedava veya topladıkları parayla alacakları aşıları dünyanın en fakir ülkelerine dağıtmak... İyi niyetli de olsa bu girişim maalesef yürümüyor... Geçen hafta açıkladılar... Toplanan yardımlar az... Beş milyar toplanmış... Hesaba göre, daha 6.8 milyar dolar lazımmış... Aşı şirketleri şimdilik bedava aşı vermiyor... Belki gelecekte... En iyimser ihtimal ile fakirlerin bu yolla aşıya ulaşmaları en erken 2024’ü bulacağı söyleniyor...
* * * *
Salgın dünyayı inanılmaz zorlu, ‘keskin bir viraja’ soktu... Virüs dünyada yaklaşık 87 milyona bulaştı... Yine yaklaşık 1.9 milyon kişi öldü... Yaşadığım Almanya’da da hergün 20 bin kişiye bulaşıyor... Ölenlerin sayısı 35 bini geçti. Bini aşkın Türk vatandaşı da vefat etti virüs yüzünden... Her üç-dört haftada bir önlemler sıkılaştırılıyor... Can kaybı bir yana, salgın Almanya’ya haftada en az 4 milyar Euro zarar veriyormuş hesaplara göre... Diğer Avrupa ülkelerini saymıyorum... Virüs onları çoktan tuş etti bile...
* * * *
‘Yazmıştım’ diye cümleye başlamak istemem... Ama geçen hafta virüs-satranç metaforunu anlatmıştım... Dünya, ‘satranç tahtası’ oldu... Her ülke kendi hamlesini yapıyor... Hamlenin hedefi de ‘aşı’... Çünkü salgına karşı tek çare aşı... Her ülke aşı peşinde... Çünkü aşıya sahip olan yeni kurulmakta olan dünya düzeninde bir adım önde olacak... Ama yeterli miktarda aşı yok... İlk üretilenlerin büyük bölümünü de ABD, Kanadabaşta olmak üzere zenginı ülkeler ön sipariş ile kapatmış... Firmalar hızlı üretimde zorlanıyor... Talep patlaması yaşayan Alman BionTech’eTürkiye’de de üretim için teklif götürüldüğü söyleniyor... Ne kadar doğru bilmiyorum... Milyarlarca doların döndüğü aşı pazarında her şey sır...
* * * *
Türkiye de virüsün soktuğu bu zorlu virajı ustaca dönebilmek için hamle üstüne hamle yapıyor... Sinovac ve Biontech ile anlaştı... Sanırım diğer üreticilerle de görüşülüyor... Ama herşeyden önemlisi yerli aşı için gayret sarf ediyor... Aşı konusunda bir adım geriden gidiliyor... Tabii, şimdi sırası değil ama gelecekte bu konu da konuşulmalı... Yüze yakın tıp fakültesi, veterinerlik fakültesi var... ‘inaktif aşı’ tekniği uzun yıllardır, ‘mRNA’ tekniği 1990’lardan beri biliniyor... Bu fakültelerdeki öğretim üyeleri niye hızlı harekete geçemedi çok merak ediyorum...
* * * *
‘Aşı’ya rağmen daha uzunca bir süre salgına karşı maske, mesafe ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya riayet edilecek... Prusyalı komutan Helmuth von Moltke ünlü savaş stratejinde orduya şöyle der... ‘Parçalı yürüyün, birleşik savaşın’... O döneme kadar ordu toplu halde yürüdüğü için karşı hücumda büyük kayıplar veriyormuş... Bu yüzden toplu halde yürünmemesini söylüyor... Moltke’nin stratejisi ile virüse karşı topyekün savaş verilmeli... Ama virüsün herkese bulaşıp yayılmaması, can almaması için Moltke’nin dediği gibi mesafeye de dikkat edilmesi son derece önemli....

Bu haber 3122 defa okunmuştur

:

:

:

: