Ülkemizde hala daha işin vahametini anlamayan çok sayıda kişi olduğunu üzülerek izlemekteyiz. 10 Mart 2020 tarihinden bu güne neredeyse bir yıl geçti. Hala daha bu illetin karşısında nasıl bir tavırla korunulacağını anlamayanların veya anlayıp da uygulamayanlar olduğunu esefle görüyoruz. Yasağı kendilerine uygulamamakla zoraki yasaklara davetiye çıkarılması ne kadar üzücü anlatmak mümkün değil. Ancak her türlü yorumu yaparak kendilerini her konuda uzman görenler bir yana ülkemizin yaşadığı durum ve sağlıkla ilgili alayvari konuşma ve haber yapan da çok. Halka korku ile salgını anlatan da çok. Moralleri sıfıra indiren ise daha da çok!!! Ülkemizde şu anda ekonomimin çarkları dönmüyor, siyasette anlatılması zor bir karmaşa ve her siyasi partinin kendi bakışları değişik yönde seyrediyor. Salgın üzerinden siyaset yapılıyor. Sevk ve idaredeki zorluklar popülist düşüncelerde ses oluyor. Ülkenin ekonomik,sosyal ve siyasi gidişatında teşhiste konsiltasyon şart ama şunu da bilmekte fayda var bir takımda ne kadar çok oyuncu varsa kurallar zinciri de o kadar deforme oluyor. Deformasyon ise sonucu aksi yönde tetikliyor. Sayın Başbakanı Haber Kıbrıs Pazar sabahı Sayın Hüseyin Ekmekçi ile yaptığı canlı telefon bağlantılı konuşmasını dinledim. Ankara ziyaretinde iki konuyu gündeme taşıdığını Sayın Ersan Saner ifade etti. Aşı konusunda 500 bin doz aşı üzerinde konuştuklarını ikinci konu ise adaya damızlık hayvan getirilebileceği hususunda mutabık kalındığını söyledi. Salı gün adamıza gelecek olan Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir takım önemli mevzulara açıklık getirileceği hususunu beyan etti. Odaklanılması gereken sağlıktır ve sağlığa bağlı olarak ekonomik dengelerde kurulacak stratejinin belirlenmesidir. Her ekonomik sıkıntıda Kamu görevlilerinin her kademesinin ve emeklinin maaşlarına kesinti yapacağız veya bazılarının yapılmalıdır diye yaygara koparması yarım ada içindeki insanımızı bunalıma sürüklemektedir. Ekonomik çark bir bütündür ve memurun ve emeklinin maaşı zaten market,kasap, eczane yani çarşıya bir nefestir. Vaka sayısı gittikçe artıyor olması nedeni ile Türkiye yani Anavatan ile olan ilişkilerde daha çabuk iletişim kurmak ve gerekli tıbbi ve mali desteğin sağlanması acilen gerekli olandır. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Sayın Fuat Oktay ve Sayın Fahrettin Koca ülkemiz ile ilgili olarak ekonomik yönden olduğu kadar Sağlıkla ilgili ihtiyaçlarda her türlü yardımı KKTC ‘ye yapmaktadırlar. Bu gibi yardımların devam edeceğine ilişkin söylemlerini Türkiye’de yapılan önemli toplantılarda KKTC’ni hiç bir ahvalde yalnız bırakmayacaklarını yüksek sesle açıklamaktadırlar. Özellikle korona aşısı konusu ile ilgili yeniden aşı gönderilmesi ve Türkiye Sağlık Bakanlığının Ambulans uçağının Ercan’a hava limanına, inişi, vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun sevinç gözyaşlarına vesile olmuştur. Tabi Güney Kıbrıs’a Türkiye’nin gücü ayrı bir ders etkisi yapmıştır. Korona virüs şimdilerde çok yakınımızda dolaşmaktadır. Dün gerek karantina otellerinde olsun gerekse evlerinde izole olsun bir çok Süt Endüsrisi Kurumunda görev yapan eski mesai arkadaşlarıma telefoniyen ulaştım. Dualarımız ayni durumda olanlara iyilik ve halkımıza da bulaş olmamaları için, dikkatli olmalarıdır. Yazıma bu günkü noktayı bir atasözümüzle koyuyorum “Akıldan iyi zenginlik, sağlıktan kıymetli şey yoktur.” Rabbim hepimizi korusun!