8 Mart- Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Dünya Kadınlar Günü yalnızca sevdiğimiz erkeklerden çiçek aldığımız bir gün değil aynı zamanda bir anma günüdür; 8 Mart 1857 de New York’ta kırk bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları için grev yapıyor.

Dünya Kadınlar Günü yalnızca sevdiğimiz erkeklerden çiçek aldığımız bir gün değil aynı zamanda bir anma günüdür; 8 Mart 1857 de New York’ta kırk bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları için grev yapıyor. Polis müdahalesinden korunmak için bir tekstil fabrikasına sığınan kadınlardan 129’u çıkan yangında hayatını kaybediyor. 1910 yılında Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin bu tarihte ölen emekçi kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını öneriyor. Bu tarih Sovyetler birliğinin kurulmasından sonra Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmaya başlanıyor. Türkiye’de, 8 Mart ilk kez 1921 yılında ’Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlanmaya başlanıyor.
Birleşmiş Milletler’in İnsan Hakları Bildirgesi 1948 yılında kabul ediliyor. İnsan hakları, ırk, ulus, etnik köken, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerdir ve herkes bu hakları kullanmakta eşittir. Bildirge tüm insanları içerir. Ancak kadın hakları hem insan haklarını hem de kadınların kendi alanlarına ait tüm hakları içermesi açısından farklı bir kapsama sahiptir.
O yüzden, Birleşmiş Milletler 1974 yılında 8 Mart tarihini Dünya Kadınlar Günü olarak belirliyor ve bu tarih insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılıyor.
Pek çok ülkede kadın hakları için mücadele bütün gücüyle devam etmesine karşın, istatistikler henüz eşit temsil hakkı, eşit çalışma olanakları ve sosyal hayattan yararlanma konularında istenilen yere gelinemediğini açıkça gösteriyor. Kadınlar günümüzde, geçmiş zamanlara göre daha fazla temsil gücüne sahip olmalarına rağmen 2018 verilerine göre bu oran dünya genelinde ortalama %25 iken Türkiye için %17 olarak bildiriliyor.
Kadınların karar mekanizmasında daha fazla yer almasının, çevre bilincinin oluşmasında, savaşların önlenmesinde ekonomik alanda beklentilerin gerçekleştirilmesinde olumlu katkılara sebep olacağı bilinmektedir. Kadının yaşam kalitesinin geliştirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik yapılacak tüm yasal düzenlemelerde kadınların bir ’birey’ olarak yer almasının önemi de açıktır. Daha insan hakları merkezli, yaşanabilir bir dünya için kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda olanaklardan eşit düzeyde yararlanması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması son derece önemlidir.
Yasalar görünürde eşitlik sağlamasına karşın, günlük pratikte yaşama geçirilemediğinden kadının uğradığı haksızlıklar en yoğun biçimde devam ediyor. Eve iş verme, yarı zamanlı çalışma gibi esnek çalışma biçimlerinin en olumsuz hallerini çoğunlukla kadınların yaşadığı ve yine çoğunlukla kadınların emek yoğun işlerde düşük ücretle, sosyal güvenceden ve örgütlenmeden yoksun bir şekilde çalıştırıldığı araştırmacılar tarafından raporlanıyor. Araştırmalar küresel ekonominin dayattığı işsizlik ile güvencesiz çalışma koşullarından, göçlerden en çok kadınların etkilendiğini ve ekonomik krizlerin aile hayatına yansıyan yıkıcı etkilerinin en çok kadınları mağdur ettiğini de gösteriyor.
Şiddete ve ayrımcılığa uğramak, siyasette, karar mekanizmalarında, ekonomide, eğitimde cinsiyet ayrımcılığı, kadının medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılması da önemli sorunlar arasında yer alıyor.
Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin ortadan kalktığı, özgürlüklerin kısıtlanmadığı, eşitliğin mutlak olduğu, barış ve huzur içerisinde olan bir dünya umuduyla tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun.
Bu haber 3460 defa okunmuştur

:

:

:

: