1 Nisan 1955 ‘te adayı Yunanistan’a bağlamak için Rum ve Yunanlılar tarafından oluşturulan terör örgütü EOKA’nın, kuruluş yıldönümü güneyde resmi törenlerle kutlandı.
Törenlere üst düzey siyasi makamlar da katıldı.
Başta Anastasiadis olmak üzere, tüm siyasi kurumları ve Rum halkı sahip çıktı.
EOKA anıtları ve EOKA’cıların mezarları ziyaret edilerek, EOKA’nın Türk Halkına yaptığı mezalime destek çıkıldı. Eokacılara ağıtlar yazıldı, ağıtlar yakıldı.
EOKA terör örgütü binlerce Kıbrıslı masum Türk’ü sırf Türk oldukları için katletti.
Suçları adada bulunmak ve ENOSİS e giden yolda engel olmak.
Bu Rum halkına göre çok büyük bir suçtu.
Cezası ise ölüm olmalıydı.
Bunu dünyanın gözü önünde uyguladılar.
Dünyanın gıkı çıkmadı.
Kıbrıs Türk Halkı, nefsi müdafaa yönünde mahalli savunma örgütleri oluşturmaya çalıştı. Volkan, Kara Petek bunlara örnek gösterilebilir. Fakat nefsi müdafaayı yapacak olan malzeme ve para ortada yoktu.
İngiliz sömürge yönetimi, Kıbrıslı Türk Halkını ekonomik yönden bilinçli olarak fakirleştirmişti.
Savunmak için silah temini, para gerektiriyordu.
Bu da yeterli oranda yoktu.
Şimdi gündem yapılan Rahmetli Dr. Küçük, Denktaş ve Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi. Türkiye’nin desteğinde bir milli direniş örgütü kurulması için faaliyete geçtiler.
Anavatanla temas sonucu, bir örgüt kuruldu.
Tesadüfi bir karşılaşma sonucu da örgütü besleyecek olan silah ve mühimmatın taşınması için Kıbrıs Türk’ünün dünyaya açılan tek deniz kapısı Erenköy sahili olarak tespit edildi.
1 Ağustos 1958 ‘de tamamı ile Türk Halkını savunmaya yönelik olan TMT, tam manası ile örgütlü bir şekilde faaliyete geçti.
TMT ‘nin caydırıcılık rolü hemen belli oldu. TMT karşısında EOKA ve kurucuları şaşkınlık geçirmeye başladı.
Kıbrıs Türk halkına çok büyük bir güven geldi.
Adada kalma ve yaşama umudu tavan yaptı.
Kıbrıs Türk’ü tek bir yumruk oldu.
Bağrından çıkan TMT’ye sahip çıktı. Tüm olanakları ile destek verdi.
Bunun yararı 1959 sonlarında imzalanıp 1960’ta yürürlüğe giren Kıbrıs Cumhuriyetine kadar sürdü. Kıbrıs Türkünün nefsi müdafaası olarak görev yaptı.
Cumhuriyetle birlikte, Rumların samimiyetine güvenerek teşkilatın faaliyetlerine son verilmesi düşünülmüşse de Kıbrıs Anlaşmalarını imzalayıp adaya dönen Makarios’un. Uluslararası hava alanında kendisine yapılan eleştiriler karşısında “Kıbrıs Cumhuriyetinin ENOSİS’e giden yolda bir köprü olduğu” yollu açıklaması sonucunda. Bundan vaz geçilmiş ve rölantide beklemeye başlanmıştı. TMT idarecileri bunda da yanılmadılar ve 1963 ‘te Akritas Planı ile soykırıma tabii tutulan Kıbrıs Türk halkının imdadına yetiştiler.
O dönemde adada kurulan iki örgütten biri Terör mahiyetinde.
Diğeri de Nefsi müdafaada bulunan bir örgüttü.
1 Nisan’da bu terör örgütünün kuruluş yıldönümünde güneydekilerin tümü bu örgüte sahip çıktı. Türlü etkinlikler yaparak sahiplendiklerini gösterdiler.
Biz ise, Kıbrıs Türk Halkının hayat garantisi olan TMT ‘ye.
Onlar kadar örgütlerine sahip çıktıkları oranda sahip çıkıyor muyuz ?
Buna evet demek mümkün mü ?
1 Nisan terör örgütü EOKA’nın kuruluşu nedeni ile Kıbrıs Türküne çektirdiklerini sergileyecek etkinlikler yapılamaz mıydı ?
Bu konuda Meclis özel gündemle toplanarak, EOKA lanetlenemez miydi ?
BRT bu konuda programlar yapamaz mıydı ?
Ulusalcı dernekler nerede ?
BRT yönetimleri. EOKA ve TMT’yi karşılaştırıcı gerçekleri sergileyecek belgeseller yapmayı düşünmüyor mu ?
Kıbrıs Türkünün, adanın her yerinde destansı direniş öyküleri var.
Bunları tarih sayfalarına katmayı hiç kimse düşünmüyor mu ?
TRT bir dizi yaptı. Ağzı olan konuştu.
Biz kendi tarihimize niye sahip çıkmıyoruz ?
Ahkam kesmede ise meydanı hiç kimseye bırakmayız.