Güney Kıbrıs’da Korona salgınında sürü bağışıklığı kazanımı olacak derken artan vaka sayıları ile 10 Mayıs’a kadarki süreçte tam kapanma kararı aldılar, 26 Nisan günü karar yürürlüğe giriyor. KKTC’de de vaka sayıları nüfusa göre oldukça fazla. Çember gittikçe daralıyor. Tanıdık, bildik insanımız karantina otellerinde çile çekiyor. Bir odada hapis yaşanıyor. Kapı önlerine bırakılan yemekler ile besleniyorlar. PSR test sonuçları beklenirken millet kalp çarpıntısına tutuluyor. Verilen barkot numaraları ile online tahlil sonuçlarına bakılırken eller titriyor. Sinirler alt üst oluyor. Şimdi Eğitimde son sınıf öğrenci sınavları yüz yüze yapılacak diye velilere mesaj geldi. Öğrenciler okul bahçelerinde teste tabi tutuluyor 22 Nisan’da test yaptıran öğrenci negatif sonuç alsa bile 26’sında aradan dört gün geçecek ve sınava girecekler, ailelerde korku büyük, her halde bir bildikleri var ki böyle bir karar aldılar. Sınava girecek öğrencilerin moralleri ise son derece bozuk. İzliyoruz. Dinliyoruz. Bu arada KKTC sağlık kontrolü yapılmadan girişlerin yapılabilirliğinin haberleri son derece rahatsız edici. Sağlıkta denetimi adaya girişte sağlayamayanların güvenirliği nereye kadar diye sormadan edemiyor insan!! Halkımızın sıkıntıları var, mali açıdan zordadırlar. Sıkıntı büyük. Kıbrıslı Türklere her halükarda sağlık konusunda gönderilen aşı bu güne kadar 140 bin dozdur. Mali kaynak transferi için gerekli kararları imzalayan Türkiye’dir. Bazı kesimlerin yaratmak istediği ise Yavruvatan Anavatan ilişkilerini bozmaktan başka bişey değildir. Bütün bu problemler yetmezmiş gibi ülkede küçük çocuk kavgalarını andıran ve KKTC Meclisinde Milletvekili genel seçimi ne zaman yapılacak kavgası hüküm sürüyor. Muhalefet Ağustos 2021 derken İktidar Nisan 2022 diyerekten yürüyor ve bu kararında ısrarlı. Vicdan yapmışlar sonuç bekleniyor. Ülkem halkına seçimden gına geldi, ilgililerin içinde halkın derdini dinleyen yok gibi, herkes kendi nam ve hesabına çalışıyor. Bu işin sonu nereye varacak bilinmezliğini koruyor. Meclis nisap sağlanırsa toplanacak. Bu hafta içinde CTP ve inadına barış diyenler alev alan ateşleri ile içlerinde ne varsa dile getirdiler. Sözler havada asılı kaldı. Güney Kıbrıs’la eş zamanlı barış engellenemez mitingi pankartlarında “One Cyprus” yazıyordu. Eski Cumhurbaşkanlarından da konuşanlar oldu. Kendi fikirlerini beyan ederken bilhassa Sayın Akıncı sözlerinin ucunu kaçırdı. Ankara’ya kadar dilini uzattı... Beş buçuk sene pandemide uzatmalı Cumuhurbaşkanlığı süresince soracak olsanız anlaşma niye yapamadı kendisinin verecek cevabı yok!!! Şimdi KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ise Ankara’nın sözcüsü ilan etti. Varsın etsinler Türkiye Kıbrıs Cumhuriyetinin garantör devletidir. Türkiye garantörlüğü vazgeçilmezdir. Vazgeçilmesi halinde barış olmayacağı kesindir ve Enosis sevdasındaki Rumlar’ın iştahı yeniden kabaracak olandır. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yardımcısı Sayın Fuat Oktay olmak üzere Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu vasıtası ile KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruoğlu’nun uyum içinde takip edecekleri strateji bellidir. Cumhurbaşkanın müzakere heyetindeki Sayın Ergün Olgun’un uzun yıllardır bu konudaki tecrübesi ise yatsınamaz olandır. Cenevre’ye gidiş öncesi Türkiye’de üst düzeyde görüşmeler yeniden tekrarlanacaktır. Cenevre’ye müzakere masası kurulması için gidilmeyecek olduğuna ilişkin beyanatlar vardır. Cenevre’de Kıbrıs’ta yol ayrımı belirgin hale gelecektir. Güne sözmü ? “Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma.” Dünyanın ve bilhassa ülkemizin gerçeklerindeyiz...