Brüksel’ de AB toplantısında toplantıya katılan ve Sn. Tatar’ı da Lute ‘e yapılan sitem karşılığında Brüksel’e çağıran Guterres . Toplantıdan sonra güneşin batışı gibi Kıbrıs Türk Halkının içini karartan bir manzara ortaya çıkardı .
Görüşme masasının çöktüğünü daha Crant Montana’da ilan eden , 5+1 ‘den sonra da ortak zemin oluşmadığını , dolayısı ile resmi görüşmelerin yapılmasının mümkün olmadığını resmi olarak GS’ in açıklaması ve bunu Lute’un da doğrulaması karşısında . Beşibir yerdenin isteği ve GS’ in bir dönem daha makamda kalmasına karşılık olarak “ federal çözüm için “ Rumlardan yana ağırlık koyması istendi . Makam için Guterres hem beşliyi hem de AB’ni memnun etmek ve diyet ödemek için , Brüksel’de baklayı ağzından çıkardı .
Özel temsilcinin atanmasını Sn. Tatar’a teklif etti .
Sn. Tatar bu konuda “hiçbir taahhüt altına girmeden önerinin değerlendirileceğini “ konu ile ilgili Rum basınında çıkan haberler karşısında açıkladı . Bugün akşam üzeri adaya gelecek olan Çavuşoğlu ve ekibi , Guterres’in yapmış olduğu bu öneriyi . Hem KKTC tarafı , hem de TC tarafı değerlendirerek ortak bir sonuca ulaşacaklar .
Sn. Tatar , zaten ortak zeminin varlığı ile yokluğunu araştırmakta olan bir geçici temsilcinin olduğunu açıklamasında söylüyor . Gerçi atama geçici , fakat Lute’nin ataması da sürekliye dönmüş gibi. Bu yeterli görülmemiş olacak ki sürekli olarak bir özel temsilciye ihtiyaç duyulmuş .
Amaç , ortaya yeni atılan Türk önerilerini zaman içinde dumura uğratarak eski teraneye geri dönmek .
Bu nereden belli . Daimi üyelerin Kıbrıs’la ilgili açıklamaları ve AB’nin açıklamaları bunu teyit eder mahiyette .
Amaç zamana oynamak ve oynatmak .
Bu konuda Dışişleri Bakanı Sn. Ertuğruloğlu’nun açıklamaları yerinde ve haklı uyarılardır .
BM ve Sekreterinin bu önerisi bir aldatmaca ve tuzaktır .
Elli yıl bu aldatmaca ve tuzakların dama taşları gibi oynatıldık .
Dış politika , ilkelilik gerektirir .
Yeni önerilerle yola çıkılmışsa , bunlardan şaşmamak gerek . Aksi takdirde uluslararası olarak nitelenen çevrelerin baskıları hep size yönelir ve isteklerini elde edene kadar da baskılar devam eder .
Zeminin olup olmadığını özel temsilciye havale edip . Bir elli sene daha zemin var mı , yok mu ? aldatmacasına . Kıbrıs Türk Halkının karnı tok .
BM ve AB bizi “mankafa “ statüsüne koyup hala daha bizimle ve ortaya konan irade ile alay edecek ve buna onay verilecekse . Sandıktan bu irade ile çıkanlar bunun hesabını ileride ödeyemezler .
Anavatanla istişare yerinde bir olay . Zaten bu günlere, Anavatanla yakın istişare içerisinde gelmedik mi ?
Egemenlik ve uluslararası statü talep edilmişse . Türk tarafı için resmi görüşmelerin harcı ve demiri olan bu ilkeli talepten vaz geçilmemeli . Özel temsilcinin atanması , bu talebin zamana oynanarak , zemini istedikleri yöne çekmektir .
Özel temsilciye gerek yok .
Zaten geçicisi sürekli kılınmış . Zeminin olup olmadığını en iyi ondan başkası bilemez ve yeni bir özel temsilcinin atanmasına da
gerek duyulmaz .
Yarın , ortak toplantıdan çıkacak olan kararın da bu minvalde olacağından hiç şüpheniz olmasın .
Ne Türkiye , ne de KKTC tarafı bu aldatmaca öneri ve tuzağa evet demeyecek .
Bilir misiniz niçin ?
Geçmişte , ağızları süt içerken çok yandı .
Şimdi bu ağızlar , ayran içerken bile üfleme gereksinimi duyuyor .