Önceki gün ülkede yaşanan PCR skandalı, kararların revize edilmesine yol açtı.
Aşılı olan ya da hastalığı geçiren kişilerin kapalı alanlara girişlerinde PCR şartı kaldırıldı. Aşınız yoksa her hafta PCR yaptırmaya mecbursunuz.
Peki o halde şu anda hastanede yatan 50 hastadan 29’unun Sinovac aşısı olmuş olmasını nasıl değerlendireceğiz? Demek ki, aşı olmak hasta olmaya engel değil. O halde PCR, aşılı kişilerden neden istenmiyor?
Nedeni basit. Sağlık sistemimiz, daha doğrusu PCR merkezleri, yaşanan yoğunluğu kaldıramadı. Sağlık Bakanlığı PCR merkezlerini ve personel sayısını artıramadığı için kuralları gevşetme yoluna gitti.
Acil Durum Hastanesi Başhekimi Dr. Erol Uçaner dün Ada TV’ye bağlanarak son durumu açıkladı:
Hastanede yatak kapasitesinin 100’e çıkardıklarını hatırlatan Uçaner, “Şu an 50 hasta yatarak tedavi görüyor. 2 hasta da yoğun bakımda tedavi altında. Bir gün önce bu sayı 62 idi. Düne göre daha iyi durumdayız. Şu an için kritik seviyede değiliz” dedi.
Ancak aşıya olan ilgisizlik, doktorların da dikkatini çekiyordu.
Ellerinde aşı olmasına rağmen vatandaşın aşıya olan ilgisizliğine sitem eden Uçaner, “İki ay önce insanlar aşı olmak için bizi arıyordu. Bugün ise biz insanlara aşı olmaları için neredeyse yalvaracak hale geldi. Şu an elimizde AstraZeneca ve Sinovac aşısı var. Herkes ulaşabildiği aşıyı olmalı” ifadelerini kullandı.
Ülke için kritik eşiğin vaka sayılarının 150-170’lere çıkması olduğunu ifade eden Uçaner, “Günde 100 vaka ile gittiği takdirde sorun olmaz. Hastaneye yatan hasta sayısının düşük olması tek tesellimiz. Vaka sayılarını 60-70’lerde tutabilmeliyiz” dedi.
Bu hedefe ulaşabilmemiz için önümüzde kritik bir sınav var.
O da bayram.
Başbakan Saner, kamuda bayram tatilini dokuz güne çıkarmayı değerlendirdiklerini ifade etti. Umarız bu bayram, bulaş bayramı olmaz, bayram tatili vakaları patlatmaz.
Aksi halde bu bayram ülkeye zehir olabilir. Bizden söylemesi…