Hatırla: Sen yoktun!

Hayatı akışında yaşarken bazen bir an durup bana ayrılan sürenin birgün mutlaka sona ereceği gerçeğini anımsıyorum. Oysa gelecek olduğundan emin olmadığım günler için düş kurarken, sonsuz kere mutlu olmayı, sonsuz zaman diliminde sevdiklerimle daha çok anı biriktirebilmeyi diliyorum. Ne büyük tezat değil mi?

Hayatı akışında yaşarken bazen bir an durup bana ayrılan sürenin birgün mutlaka sona ereceği gerçeğini anımsıyorum. Oysa gelecek olduğundan emin olmadığım günler için düş kurarken, sonsuz kere mutlu olmayı, sonsuz zaman diliminde sevdiklerimle daha çok anı biriktirebilmeyi diliyorum. Ne büyük tezat değil mi?

Bir yerde okumuştum; “Hepimiz yaratıcının yansımalarıyız. O’nun ruhumuza üfledikleriyle gören gözlere, işiten kulaklara, hisseden kalbe ve idrak edebilen bir akla sahip olduk” yazıyordu. O’nun tekliğinin ve sonsuzluğunun da elbette kopyacısı olmak istedik. Oysa bir insan ben dedikçe yok olur, hiç dedikçe aslını bulurdu. Mamafih “Ben” demekte ve sonsuz olmakta ısrar ediyoruz. Öyle ki bunu meselek edinmiş ve iyilik yapıyorum derken aslında bizi olmamız gereken kılıftan soyup çıplaklaştıran insanlarla doldu etrafımız.

Bu tip insanların bize sürekli öğütlediği üzere; “önce ben, en çok bana” der olduk. Oysa Ben’likle baş edebilecek kadar inayet sahibi değiliz. Hiç okumamış hiç duymamış gibiyiz, bilmez miyiz ki: “İnsanın üstünlüğü sadece yaratılmışlar arasındadır. Bu üstünlük de sadece takva iledir. Ve yalnız Allah bilebilir”.

Sanırım insan yapması ve yapmaması elzem gelen konular arasında hep acemi olacak. Evrendeki varoluş gayesini ancak kendi sınırını çizip, hem eşref-i mahlukat olduğunu unutmayıp hem de aslında bir hiç olduğu konusunda mutabık kalınca anlayacak. İnsan, bedenen kimsenin sonsuzluğa erişemeyeceği dünya için çabalarken bir an durup; “sadece dünya uğruna harcadığım zamanın telafisi olmayacak ve bu kayıp benden neler götürecek” diye kendine sormalı.

Dünyada yaşarken dünyanın gerçekliğine tanık olup, gerçekte bir hayal olduğunu bilip aslolana hazırlanmanın kulağa saçma geldiğinin farkındayım. Gerçek olan yaşadığımdır, sen ise yaşanmamış bir şeyden bahsediyorsun diyebilirsiniz. Mamafih bu evrenin, düzenin, yaratılanların var olması için mutlak bir sebep varsa o da başka bir yaşamdaki hak edişleri sağlamak için olmalı. Yani tüm bu ölümsüz olma çabalarımız boşayken, öte yandan dünya zaten ölümsüz ve sonsuz olacağımız bir başka boyut için hazırlanma durağından başka birşey olmamalı.

Gayemiz zaten başlangıcı olduğu gibi sonunun geleceği günün de beklendiği bu evren için dahasını istemek yerine, yadımızda götürebileceğimiz iyilikler biriktirmek olmalı. Zira dünyada ölümsüz kalmanın tek yolu, kendini başka bir kalpte yaşatabilecek kabiliyete sahip olmak üzere yaşamaktır.

:

:

:

: