Dört yüz elli yıl adanın öznesiyiz

Dün adada özne oluşumuzun , 450 yıl adada bekamızın , GK kuruluşunun yıldönümlerini kutladık . Bir günde üç kutlama . Belki birilerine bu kutlamalar ters gelebilir veya betine gidebilir , bilemiyorum .

Dün adada özne oluşumuzun , 450 yıl adada bekamızın , GK kuruluşunun yıldönümlerini kutladık . Bir günde üç kutlama . Belki birilerine bu kutlamalar ters gelebilir veya betine gidebilir , bilemiyorum .
Adada var olan iki halktan biri olma özelliğimize bakmakta fayda var . Kıbrıs Türk Halkı bu adada Rum Halkından çok önce gelip buraları vatan yaptı . Osmanlı İmparatorluğu 1571 ‘de adayı İtalyan’lardan yani Venediklilerden aldığında , Ada nüfusu Venedik ve Katolik dininin hakim olduğu bir yapıya sahipti . Hristiyan ve Ortodoks çok az nüfus vardı . Çünkü Katolikler , Ortodoksları adada hiçbir zaman barındırmamışlardı .
Din mefhumu ulusalcılıktan daha baskındı ve Ortodokslara hayat hakkı yoktu .
Rum nüfus İngiliz sömürge idaresinde , İngiliz’in politikasının bir sonucu Türk nüfusunu aşan bir durum yaratmıştı .
Bu Osmanlıyı cezalandırmanın bir girişimiydi .
Her türlü baskı ve eziyet yöntemleri karşısında Kıbrıs Türk Halkı, adada varlığını sürdürebilmek için her türlü mücadeleyi İngiliz’e karşı sürdürmüş . Güçlü Kooperatiflerle ekonomik olarak ayakta kalmasını , öz varlığı ile adaya tutunmasını bilmişti .
İngiliz’in kışkırtması , vaatleri ve verdiği umutlardan dolayı Rumlar. Adanın Yunanistan’a ilhakını sağlamak amacı ile sözde İngiliz’e karşı, EOKA terör örgütünü kurarak . Adada terör estirmeye başladılar .
Sahnede hedef olarak İngiliz gösterilirken , perde gerisinde adanın özneleri olan Kıbrıs Türkleri hedef olarak işaret ediliyordu .
Terör örgütü , gösterilen hedefe karşı her türlü katliam ve orantısız usullere baş vurarak . Kıbrıs Türküne karşı katliamlara girişmiş , ada Türklerini soy kırım noktasına getirmişlerdi .
Gelinen nokta çok önemli idi . Adada varlık yokluk ikilemi ile Kıbrıs Türk Halkı karşı karşıya kalmıştı .
Anadolu’daki Kurtuluş Savaşına odaklanan Kıbrıs Türk’ü . Büyük Zaferden sonra daha da Anadolu’ya sarılmış ve Atatürk Cumhuriyetini kurtuluş yolunda umut olarak kendisine şiar edinmişti . Rehberi Mustafa Kemal Atatürk’tü ve “Ya istiklal ya ölüm “ parolası ile var oluş savaşına karar vermişti .
Bu var oluş savaşının iskeleti Türk Mukavemet Teşkilatı idi .
Kısa ismi TMT olan ve Kıbrıs Türk Halkının bağrından çıkan. Kıbrıs Türkünün adada bekası için savaşım veren . Tamamı ile savunmaya dayalı bir örgütten ibaretti .
Örgütün kurulması , Kıbrıs Türküne güven ve adada var olmak için çok güçlü bir umut yaratmıştı .
Örgüt 1963’e kadar yer altı teşkilatı olarak faaliyet göstermiş . 21 Aralık 1963 ‘ten sonra ise açık olarak Mücahit ordusu haline dönüşmüştü . 11 yıl bu böyle devam etti. 1974 20 Temmuz’undan sonra da resmi devlet yapısının bir kurumu olarak “Güvenlik Kuvvetleri “ kurumu haline dönüştürüldü .
Karşı unsurun iddia ettiği gibi adada zaman dilimi bakımından en uzun süre oldukları iddiası , bir safsatadan öteye gitmez .
Kıbrıs Türk Halkı , bu adada özneliği onlardan çok çok önce kazanmıştır .
Adada Kıbrıs Türk Halkını silah yolu ile Anavatanla birlikte yok edemeyeceklerini çoktan anladılar ki 50 seneden beri batılılarla birlikte türlü Bizans oyunlarını sergilemekte . Özneliğimizi ortadan kaldırmak için başvurmadıkları yöntem ve kuruluş bırakmamakta .
Bu kuruluşlar , kırlangıçlar gibi tellere dizilmiş , hepsi de Kürdili tehdit makamında gazeller okumaktalar .
Elli yıldır hep bu plağı bize dinletiyorlar . Dinleye dinleye bizi kendimize getirdiler .
Yok o ambargo . Yok bu ambargo .
Ambargo silahını da tükettiniz .
Neyin ambargosu ?
Boşuna konuşma , boşuna tehdit .
“Cin lambadan çıktı . “
Tekrar lambaya koymak . Boşuna gayret .
Neden mi ?
Bunu siz istediniz de ondan .
Hiçbir kuruma da güvenmeyin . Zamanı geldiğinde , sizin için can verecek ve kan akıtacak birini yanınızda bulamazsınız . İnanmazsanız dedelerinize sorun , onlar bunu yaşadı . Size anlatırlar .

Bu haber 3480 defa okunmuştur

:

:

:

: