8 Ağustos Erenköy Direnişinin 57.yılı dün etkinliklerle kutlandı.57 yıl öncesini gördük.Yaşadığımız o günlerde ”Bekledim de gelmedin” şarkısını rumlar sınırdaki mevzilerinden alayvari ve yüksek sesle söylemektedir. Rumların sesi ile hala daha, bunca sene geçmiş olmasına ağmen Lefkoşa’da sınırda oturan bir kişi olarak kulaklarımda çınlamaktadır. o yıllarda sınırda oturan evlerdeki ve köylerdeki Türklerin tahliyesi mücahitlerin gözetiminde şehir içine doğru güvenli yerlere yapılmaktadır. Kıbrısta genellikle bahçeli ve tek katlı evlerin bahçe etrafındaki duvarları mevziler için yıkılmakta teller ise kesilip evler karşıdan gelen silah ve bomba atışlarına siper olarak kullanılmakta mesafeler kısaltılmaktadır. Mücahitlerin su,yiyecek gibi ihtiyaçları ise yardımlaşma usulu ile evini siper diye kullananların uğraşı ile giderilmektedir. Tam da bu günlerde ben ve kardeşimin eğitimine devamı , babamın kararı İstanbul’da Özel Işık Lisesi yatılı öğrenci olarak gitmemiz yönünde olmuştur. Bizim gidişimiz onların mücahitlerle yardımlaşmasını daha etkin bir hale getirecektir. Annem ve babam TMT’nın yemin etmiş mücahitleridir. Türkiyede o zamanın Başbakanı İsmet İnönü’dür. Bu yıllarda Türkiye’de çeşitli fakültelerde öğrenci olan Kıbrıslı Türk öğrencilerinin örgütlenerek vatan müdafaası için aldıkları ve Kıbrısa gitme ortak kararları vardır. Kıbrıs'ta yaşanan çatışmaların artması ve Rum tarafının silahlanma kararı alması üzerine 2 Haziran 1964 tarihinde Türkiye hükümeti Kıbrıs'a çıkarma yapma kararını açıkladı ve gerekli hazırlıklara başladı. Bu çerçevede ilk askeri çıkarma gemileri içinde askeri kamplarda eğitim gören öğrenciler arasında İstanbul Cerrah Paşa Tıp Fakültesinde okuyan kardeşim Niyazi Özdemir ‘in anlattığı üzere kendisi de vardır. Akdeniz’de Kıbrıs’a varmalarına az bir süre kala verilen emirin geri dönün olduğunu, nedenin ise yaşanan gelişmelerden rahatsızlık duyan ABD, bölgede çıkacak bir savaşı kendi stratejik çıkarlarına aykırı bulmasıdır. Bu nedenle ABD tarafı devreye girme ihtiyacı duymuş ve Başkan Johnson tarafından imzalanan ve daha sonraları “Johnson mektubu” olarak tarihe geçen ünlü mektup 5 Haziran 1964'te Türkiye başbakanı İnönü'ye iletilmiş olmasıdır. Gemiler Taşucuna geri dönmüşlerdir.Akdeniz’de ABD 6. Filosu vardır. Daha sonra öğrenciler askeri hücumbotlar ile Erenköy sahiline varmışlardır. Erenköy adaya silah sevkiyatı yapan köydür. O zamanda kardeşimin anlattığına göre Yarbay Sadi vardır. Ancak daha sonra komuta Sayın Rıza Vuruşkan’a geçmiştir. MMO başındaki Eokacı Grivas’dır. Erenköy’de 18 ay hadiselerin içerisinde yaşayan birisi olarak kardeşim diyor ki; Herhangi bir şekilde Türkiye askerini Kıbrıs’tan çekmesi halinde bunun bedeli Kıbrıslı Türklerin yok olmaları ile eşdeğerdir. Türkiye’nin garantörlüğünün vazgeçilmez olduğudur. Türkiye’nin 50 yıllık süreçte müzakerelerin sonucunun başarısızlığı ile tavrını kesin olarak ortaya koymuş olmasının memnuniyet ve güç verici ve net tavrın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından dünyaya duyrulduğunu Kıbrıs’ta müzakerelerin olacaksa bunun iki eşit ve egemen devlet arasında olabileceğidir. Ülkemizde 5-10 Ağustos tarihleri Erenköy direnişi ile önem arzeder ve o günlerin anılması şehitlerimizin ve gazilerimizin unutulmadığına ilişkin etkinlikleri bünyesinde taşır.Erenköy’ de rahmetli eşimin dayısının oğlu olan Süleyman Uluçamgil, henüz yirmi yaşında vatanı için şehit düşmüştür…Aşağıdaki mısralar onun duygusallığında ve vatan sevgisininin halkımızın kalbindeki tezahürü gibi unutulmaz olandır. Onun bir şiirinde dediği gibi; “İnanıyorum bir tek vatana Yüreklere değdin dibelikten Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa Ne fark var aramızda Hep aynı sınırlarda sıvanmışız, Kimimiz “ölürken” diyoruz Kimimiz “ölürkana.” Aziz şehitlerimiz ve gazilerimizin fedakarlıkları ve kahramanlıklarıyla destanlaştırdığı Erenköy Direnişi hafızalardan silinmeyecektir. Bu anlamlı günde, kahraman bereketçileri, Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygı, sevgi ve şükranla anıyoruz. Ruhları Şad Olsun.
