Orta Doğu’da kimin eli kimin cebinde?

Orta Doğu’da 20’nci yüzyılın üçüncü çeyreğinde akmaya başlayan kan, hala daha durmak bilmiyor.

Orta Doğu’da 20’nci yüzyılın üçüncü çeyreğinde akmaya başlayan kan, hala daha durmak bilmiyor.
Dünya devi ülkeler zaman zaman burada yeşeren terör örgütlerinin yanında duruyor. Zaman zaman da bu terör örgütlerini bizzat kendisi kuruyor.
Fransa’da patlak veren son skandal da bunun en net örneği.
Dünya kamuoyu şokta.
En büyük çimento devlerinden olan Lafarge şirketinin Fransa hükümetinin bilgisi dahilinde terör örgütü DEAŞ'e para aktardığı ortaya çıktı.
Fransız Yargıtay’ı, Lafarge’a 'DEAŞ’lı teröristleri finansmandan ötürü insanlığa karşı suça ortak olmak suçlaması yöneltilebilmesinin' önünü açtı.
Fransız basınına göre, şirket Suriye'nin Çelebiye bölgesindeki faaliyetlerini devam ettirebilmek için DEAŞ’a haraç ödemenin dışında örgütten malzeme ve akaryakıt temin etmiş.
Oysa daha birkaç yıl önceye kadar Türkiye’ye yönelik DEAŞ’a yardım ettiği yönünde böyle ağır ithamlarda bulunuluyor, Ak Parti iktidarı uluslararası arenada yıpratılmaya çalışılıyordu.
Orta Doğu’da yıllardır suların durulmamasında en büyük etken ABD başta olmak üzere, Rusya, İngiltere, Fransa gibi emperyal devletlerin buradaki doğal zenginlikler için mücadelesi.
Bu devler, bazen ülkeleri savaştırırken, bazen de bölgede karışıklığa yol açan terör örgütlerini desteklemekten çekinmiyor.
Fransa’nın DEAŞ’e verdiği destek de bunun son örneğidir.
Türkiye’de de yıllarca terör örgütü PKK’ya verilen destek devam etmeseydi, bu örgüt bitirilemez miydi?
Türkiye üzerinde oynanan oyunlar bugün değil, yıllar öncesine dayanıyor. Ancak Türkiye’nin Güneydoğu’su ile ilgili ilk düşmanca adımlar 1984 yılına uzanıyor.
15 Ağustos 1984 akşamı Eruh ve Şemdinli'de ilk büyük terör saldırısını yapan PKK’nın ardında Batı’nın nasıl yıllarca cansiperane bir şekilde durduğuna hep birlikte şahit olduk.
Amaç neydi?
Türkiye’nin Güneydoğusu da içinde olmak üzere Orta Doğu’da Irak, Suriye ve İran’dan da alınacak topraklarla bir büyük Kürdistan devleti kurmaktı.
O gün bugün hedefe adım adım ilerlediler.
Irak’ın kuzeyini, Suriye’nin kuzeyini parçalayıp, terör örgütünün eline verdiler. Türkiye içinde de 1984’ten bu yana nasıl amansız bir mücadele yürütüldüğüne hep birlikte büyük acılar yaşayarak tanık olduk.
Gelinen noktada belki de son bir adımları kalmıştı. Ta ki Türkiye Suriye’de yaptığı askeri operasyonlarıyla bu adıma dur deyinceye kadar…
DEAŞ örneğinde de durumda farklı değildir.
Fransa’da yaşanan DEAŞ skandalı, Batı’nın terör örgütleri karşısındaki ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya koymuş, maskesini düşürmüştür. Ancak terör örgütüyle ortaklık olmaz.
Çünkü böyle bir ortaklık gün gelir Paris’teki DEAŞ saldırılarında olduğu gibi sizi de, halkınızı da vurur.
Sözün özü, körle yatan şaşı kalkar. Bizden söylemesi…

Bu haber 7985 defa okunmuştur

:

:

:

: