Crans Montana’da masadan kaçan Rum lider, New York’ta çözüm havariliğine soyundu.
Duy da inanma…
4. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın etrafındaki ekip Crans Montana’dan Kıbrıs’a oldu bitti mesajları çekerken, Anastasiadis odasında bavulunu hazırlıyordu.
Yaşananları unutmadık. Bizimkiler çocuksu bir saflık içinde işi harita vermeye kadar götürdüler.
Adamlar tek tek Akıncı ve ekibinin nereleri gözden çıkardığını gördü.
Biz elimizi açık edince, onlar da oyunu istedikleri gibi yönettiler.
Akıncı bir ara durumu anladı ama çok geçti.
“Bizim kuşağın son denemesi” gibi sözler de Rumları korkutmaya yetmedi.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı görevinde Ersin Tatar var.
Tatar, daha seçilirken federasyon görüşmeyeceğine dair bu halka söz verdiği için şu anki politikası nedeniyle eleştirilemez.
Rum liderin kapalı kapılar ardında başka, kapılar açıldıktan sonra başka konuşmak gibi bir huyu var. Daha önce TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na federasyonun imkansız olduğunu belirterek, iki ayrı devletin tek yol olduğunu söylemişti.
Ama bu sözler ortaya çıkınca yalanladı.
Aynı sözleri Başpiskopos “bana da söyledi” deyince, bu kez yanlış anlaşılmadan söz etti.
Crans Montana’da masanın dağılmasında birinci etken olarak gösterilen garantiler ve sıfır asker söylemi için bu kez farklı bir polemik yaşanıyor.
Cumhurbaşkanı Tatar dün Rum basınına verdiği röportajda da en son New York’taki görüşmelerde Anastasiadis ile arasında geçen konuşmalarla ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
Tatar, aynen şunları söyledi:
“Hiçbir Türk’ün garantilerin sona ermesini kabul etmesi söz konusu değildir ancak Kıbrıslı Rumların güvenlik meselesindeki kaygısını anlıyorum ama 1974 öncesinde onca cefa çeken Kıbrıslı Türkleri de düşünmemiz gerek. Üçlü görüşmede Anastasiadis’e bu konudaki görüşünü sordum, kabul etti, ‘Yanlış yaptık’ dedi. Belirli sayıda Türk askerinin caydırıcı unsur olarak Ada’da kalmasının Kıbrıslı Türkleri rahatlatacağına inanıyorum. Aynı zamanda da Türk garantilerinin yeni çözüm modeline uyumlanması gerekecek.”
Tatar’ın aktardığına göre New York’taki üçlü görüşmede ‘yanlış yaptık’ diyerek sıfır asker söyleminde hata ettiğini itiraf eden Rum lidere şimdi sorsanız belki de yine kem küm edecek. Sözlerinin çarpıtıldığını iddia edecek.
Ancak bu ne ilk, ne de son, Rumlar kapalı kapılar ardından başka, dışarıda başka, dünyaya karşı ise bambaşka oluyorlar. Bizim artık bu hallere şaşırmamamız gerek.
Rum lideri tanıyıp ona göre masaya oturmamız gerek. Bizden söylemesi…