Ne mutlu ki;
İlk emri: İkra! (Oku) olan bir yaratıcının yansımalarıyız.
Ne mutlu ki;
Bize harfleri öğreten, bize kelimeleri veren, bize kendini, yolunu ve yolumuzu müthiş bir kafiye içerisinde, hayran olunası bir dil ile gönderen Rabbin öğrencileriyiz.
Ne mutlu ki;
Tüm kitaplarda geleceği müjdeyle yazılmış olan bir öğreticinin öğrencileriyiz.
Ne mutlu ki;
En açık ve zamansız bir biçimde dünya yolculuğumuza ışık tutan Kuran-ı kerimin neferleriyiz.
Ne mutlu ki; okuyan, okutan, öğrenen ve öğreten bir peygamberden bize kalan hadislerden bir hazinemiz var:
'İlim öğrenmek kadın-erkek herkese farzdır.'
'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?'
'İlim Çin'de bile olsa gidiniz.'
'Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.'
'Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.'
'Kim ilim talep ederse; bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur.'
'İlim aramak için bir tarafa yönelen kimseye Allah, cennet yolunu kolaylaştırır.'
'Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma; (bunların dışında kalırsan) helâk olursun.'
İşte böyle öğrenmeye aşık, işte böyle öğrenmeyi emreden bir yolcunun izindeyiz. O’ndan bize kalanler ve O’nun ilim aşkı ışığında yürüyen tüm değerli öğretmenlerimiz için, gönül bahçemde yeşertip bu özel günde kalpten kalbe gönderdiğim sevgi ve minnet çiçeklerimin içine şu minik notu iliştiriyorum:
“Oku!..
Oku çünkü, okumak cehaleti bin parçaya böler. Revan olunası yolun-yolculuğun en latif temsilcileri. Gününüz kutlu olsun, feyz olsun.”