Yarın, Kıbrıs Türk Halkının Kıbrıs adasındaki varlığını sona erdirmek için bizlere karşı Rum , Yunan ve batılı dostlarının destek verdikleri soy kırım hareketinin başlatılması için düğmeye basıldığı günün 58. yıl dönümüdür . Yarım asrı geçen bir süre .
Zürih ve Londra Anlaşmalarında istediğini alamayan Makarios , Grivas ve Yunanistan . Nato baskısı ile kabul ettikleri Ortaklık Cumhuriyetini “Enosis’e giden bir köprü “ olarak kabul ederek . Amaçlarına , içlerine sindiremedikleri Cumhuriyeti alet edip, 1963’ün 21 Aralığında bizlere soy kırım hareketine başladılar .
Garantör ülkelerin müdahale hakkını da hiçe sayarak . Kıbrıs Türk halkını 11 yıl insanlık onuru ile bağdaşmayan , hayat hakkının olmadığı bir ortama sürüklediler . 11 yıl bizlere çektirdiklerini buraya sığdırmak mümkün mü ?
O yaşanılan günleri , ciltlere sığdırmak mümkün değil .
Çünkü her Sancak’ın kendine özgü destansı bir mücadele ve savaşım öyküsü vardır .
Adada saldırmadıkları Türk yöresi bırakmadılar . Bunları yaparken de şimdi olduğu gibi , batılılardan aldıkları “Türkiye müdahale yapamaz . Biz önleriz ” teminatı ile 11 yıl katliamlarını sürdürdüler .
Ada coğrafyasının % 3‘ ündeki gettolara mahkum ettikleri Türk Halkını Enosis yolunda bir engel olarak görmüyorlardı .
Nasıl olmasa , ABD Başkanının adaya müdahalenin yapılamayacağını içeren mektubu , Ankara’da Başbakanlığın arşivinde durduğuna göre . Amaca ulaşmak için hiçbir engel kalmamıştı .
Fakat gaflet uykusundan Ecevit faktörü ile uyandıklarında , iş işten geçmişti .
Yarım asır , Federasyon tezini sırf görüşme masasında olmak için görüştüler . Bizlere Cumhuriyet ortaklığında verilen hakları , içlerine sindiremeyen ve kabul etmeyen Ortaklık Cumhuriyetini yıkan zihniyet masada ayni zihniyetti . Şimdilerde tekrar Federasyonu görüşelim diyen zihniyette , o zihniyetin bir devamı olan zihniyettir .
Yani Rumların tavrı . Kıbrıs konusunda 1955‘ de , 63‘ de , 74‘ de ne ise bu gün de aynisidir . Hatta bakış açıları daha da zirveleşmiştir .
Sn. Tatar’ın yeni tezi karşısında, paçaları daha çok tutuşmuştur . Elli yıl oynadıkları Bizans entrikalarının devamı için çalmadıkları kapı bırakmadılar .
Geçen gün güneyde bir anket yayınlandı . Konu Kıbrıs sorunu .
Kesilen görüşmelerle ilgili olarak yapılan bir anket .
Son Kıbrıs müzakereleri ile ilgili görüşmelerin başarısızlığa uğraması karşısında , kimin suçlu olduğu konusunda sorulan soruya , Rum anketörlerin verdiği yanıt .
% 71 Türkiye , % 32 Rum tarafı yanıtı verildi .
Halbuki Rum tarafının maksimalist tutumu nedeni ile görüşme masasının devrildiğini , görüşmelerde methalder olan herkes biliyor . Daha görüşmelerin devam ettiği sırada bile Rum heyeti bavul toplamakla meşguldü .
Bugün suçsuz, günahsız , bir çoğu da sabi olan hunharca katledilen çocuk şehitlerimizin defin merasimi var .
11 Çocuğun katledilme nedeni Türk olmak . Bu güne kadar da resmi olarak güneyden hiçbir özür gelmedi .
Şimdi eskiden olduğu gibi Federasyon simidine tekrar sarılmak istiyorlar . Bunda ne kadar samimidirler ? Şimdiye kadar bunu kanıtlayıcı davranış biçimi içine girdiler mi ?
Ortaklık Cumhuriyeti de fonksiyonel bir Federasyondu .
Annan Planı da öyle .
Crans Montana’da masada olan Türk tezi de Federasyondu . Hepsini reddettiler . Hiçbir şekilde bizi ortak görmek istemeyen bir zihniyet .
Değiştiler mi ?
Ne mümkün ?
Değişmedikleri şundan belli .
Yapılan anketin en ilginç yanı .
Katılanların % 76 ‘ sı adadan Türk askerinin çekilmesi . % 56 ‘ sının garantilerin kaldırılması yönünde irade beyan etmesidir .
Bu irade beyanlarından sonra , bunlara güven duymak mümkün mü?
Güven duyup inananlar , gaflet içerisinde değiller mi ?
Soykırımın 66. yılında Kıbrıs Türk Halkının bağımsız ve özgür olarak bu topraklarda yaşayabilmesi için canlarını veren , kanlarını akıtan Şehitlerimize , Gazilerimize , Mücahit ve Mehmetlere rahmet . Hayatta olanlara , sağlıklı yaşam diliyorum .
66 ‘ cı yılında 11 yıl mücadele eden , mücahitlerimizle bütünleşen ve hayatta olan tüm halkımıza . Selam ve sevgilerimi sunuyorum .