Kıbrıs Türk halkı 1963-1974 yılları arasında Rumların saldırıları sonucunda 103 köyden göç ettirildi.
Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da yaşayanlar Mücahit koruması olmaksızın her türlü baskı ve saldırılara karşı av tüfekleriyle kendini savunuyordu.
47 yıl önceydi.
Rumlar tarafından bu 3 köydeki erkekler esir alındıktan sonra, savunmasız kalan çocuklar ve kadınlar vahşice katledildi.
Savaştan sonra başka yerde olup da kurtulanlar ile esirlikten kurtulanlar, çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, anne ve babalarını kucaklamak hayaliyle köylerine geldiklerinde kimseyi bulamadılar.
Kıbrıs Türk halkı, o köyde katledilen 11 çocuğuna dün son görevini içi yana yana yaptı.
Törende dile getirilen şu soru herkesin gözlerini yaşarttı.
1974’ten önce Muratağa, Atlılar Sandallar köyleri cıvıl cıvıl çocuklarla doluydu. 14 Ağustos 1974 günü ölüm eşiğinde o çocukların korku dolu yüzleri ve attıkları o son çığlıklar… Anneler ne yaptı acaba o korkunç olay yaşanırken?
Muratağa Sandallar ve Atlılar Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Ahmet Aşır hüzünlü törende gözyaşlarıyla bu konuşmayı yaparken, adeta isyan etti.
“Dünya mısın? Medeniyet misin? İnsanlık mısın? Ne isen gel de gör “ diyen Aşır, “Birleşmiş Milletler misin, insanlık mısın? Kalk ve hesap ver. Benim 70 yaşında annemi, analarımızı, kardeşlerimizi, canlarımızı koruyamayacaksan işin ne burada” sözleriyle adeta çığlık attı.
Kıbrıs Türk bu acıları bir daha yaşamak, 74 öncesine dönmek istemiyor.
Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü devam ettirmesini, Türk askerinin varlığını Kıbrıs’ta kalıcı barış için bu yüzden şart koşuyor.
“Güvenmiyorum” diyor Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.
Bu acıları yaşayan bir toplumun lideri, nasıl karşısındaki zihniyete güvensin?
Kendi halkının can güvenliğini nasıl emanet etsin?
74 öncesi yaşananların bu topluma yarattığı travma asla unutulamaz.
Kuşaktan kuşağa aktarılan bu acıyı unuttuğumuz gün, çocuklarımızı tehlikeye attığımız gündür. Bizden söylemesi…