İki ay önce uyarmıştık!

Ekonomist Göksel Saydam, asgari ücretin balayının 15 gün bile sürmediğine dikkat çekerek, artırılan asgari ücretin arkasından yağan zamların bunun getirisini silip süpürdüğünü söylüyor.

Ekonomist Göksel Saydam, asgari ücretin balayının 15 gün bile sürmediğine dikkat çekerek, artırılan asgari ücretin arkasından yağan zamların bunun getirisini silip süpürdüğünü söylüyor.
Elektrik ve akaryakıt zamlarının önüne artık Fiyat İstikrar Fonu ile geçilemeyeceğini savunan Saydam, çünkü fiyatların çık hızlı arttığını, bu nedenle de eldeki tek enstrümanın, her iki kalemde de yüzde 10 olan KDV’yi düşürmek olduğunu söyledi.
Saydam, eğer pahalılığın önü alınmaz, zamların önüne geçilmezse, vatandaşın alım gücünün daha da düşeceğini, satın alma gücü azalan vatandaşların alışveriş yapamayacağını, bunun sonucunda da cirosu azalan işletmelerin kapatması ve işsizliğin daha da artması anlamına geleceğine dikkat çekti.
Bu durumun devlete de büyük yük getireceğini savunan Saydam, işsizlik maaşı ödeyecek Sosyal Sigortalar Dairesi’nin gelirinin azalacağını, ev giderinin çoğalacağını kaydetti.
Yani yüreğimizi dağlayan zamlar ve aşırı pahalılığın önü alınmazsa işletmeler kapanacak, işsizlik artacak, devletin de ciddi anlamda gelir kaybıyla karşı karşıya kalacak.
Kısaca tam bir ekonomik felaket tablosu.
Star Kıbrıs da 13 Ocak 2022’deki başyazısında uyarmıştı. İki ay sonra bugün geldiğimiz tabloyu özetlediği için hatırlamakta fayda var. O gün aynen şunları yazmıştık:
Asgari ücret 1 Ocak’tan itibaren brüt 7 bin TL olarak açıklandı. İşçi ve hükümetin oy çokluğuyla geçen karara işveren itiraz etti. Ama sonuç değişmedi.
Peki bundan sonra ne olacak?
Şunu unutmayın, bir taşı isteğiniz kadar sıkın su çıkaramazsınız. Şu anda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle işletmelerin büyük çoğunluğu da derin bir ekonomik kriz içindedir.
Zorda olan bu işletmelerin önünde iki yol vardır.
Ya işçi çıkaracak, yanında üç kişi çalışıyorsa iki kişiye düşürecek…
Kısaca işsizlik ve kayıt dışı çalışma artacak.
Devletin resmi rakamlarına göre sadece son iki yılda kayıtlı sigortalı çalışan sayısının da en az 30 bin kişi azalması bunun en büyük göstergesidir.
Asgari ücret arttığı için kamudaki maaşlar da artacak. Kamunun ödemeleri özel sektörden elde edilen vergilerle yapılıyordu.
Şimdi o vergilerde azalma olduğu için maaşlara yetmiyor. Devlet kamudaki maaşları borçlanarak ödüyor.
Dolayısıyla bu maaşların ödenmesi de artık giderek güçleşecek.
Dünyayı şu an siyasiler değil, ekonomistler yönetiyor. Bizim ülkemizde de durum böyle.
Ekonomin en temel kanunu bilmemiz gerekiyor.
Bir ülkeyi saran, toplumsal yaşamı alt üst eden en büyük kanser enflasyondur.
Enflasyon neden olur?
Bunun çeşitli sebepleri vardır.
En önemlilerinden biri “wage inflation” yani maaş enflasyonudur. Buna domino etkisi de diyebiliriz. Maaşların artmasıyla birlikte enflasyon da artıyor. Enflasyon arttıkça maaşlar da artıyor. Kısaca tam bir kısır döngü yaşanıyor.
Oysa halkın sorunu nedir? En büyük şikayet hayat pahalılığıdır.
Ancak şu an izlenen politika bu hayat pahalılığını engelleyemez.
En iyi tedavi tedbirdir. Şu an ne yazık ki o tedavi uygulanmıyor.
Yaşanan onca krize rağmen ders alınmıyor.
Wage inflation ile ekonomi domino etkisine esir ediliyor. Bu iş böyle devam edemez.”
İki ay önce kelimesi kelimesine bunları yazmışız. Söz uçar, yazı kalır. Bugün geldiğimiz nokta ne yazık ki iki ay önce tarif ettiğimiz nokta. Uçurumun kenarındayız. Hükümet acil tedbir almalı. Bizden söylemesi…


Bu haber 7393 defa okunmuştur

:

:

:

: