Geçen Pazartesi tatildi yazmadık. Ancak geçen süre, KKTC ‘de dolu dolu yaşandı. Böyle giderse her gün yeni bir olay meydana çıkıyorsa, daha çok şeylerin yaşanıp görüleceği ve yazılacağı gün gibi aşikar. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma diğer bir ifadesi ile Bahar Bayramı veya işçi bayramı geldi geçti. Onbir ayın sultanı Ramazan ayında dualarda sağlık ve günahların affı vardı. İftar sofralarında birlik ve bütünlük sağlandı. Ramazan Bayramı geçmiş iki yılın salgının getirdiği kısıtlamaların gevşetilmiş hatta serbest maskesiz hali ile kutlamalarda yerini aldı. iki yıldır evlere yapılamayan akraba ziyaretleri yapıldı. Korona salgınında vaka sayısı düştü… Dün Mayıs ayının en anlamlı günü anneler günü idi ve her evde sevinci ile beraber hüznü de yaşandı. Sosyal yaşantı devam ederken, ekonomik durumun geçim derdi ile beraber gelen sıkıntısı halen sürüyor. Kritik günlerden geçiyoruz diye başlayan her ifadeden halk olarak irite olur hale geldik. Ne hal ise olağan dışı günler halkın canını acıtıyor. Birisine Merhaba diyorsunuz aldığınız cevap “Bu işin sonu ne olacak ?” İktidar kavgası gittikçe dozunu artırıyor. Bizim bir matematik hocamız vardı şu sözlerini hiç unutmadık “yükseklik belli, genişlik belli geriye ne kalıyor” derdi. Meclis aritmetiği ise kilitli. Şimdi de siyasi arenada geriye ne kalacak merak edilen konudur. YDP ve DP’nin son dakika ve güven oylaması ile ilgili anayasal süreç işlerken aksi tavırları nedeniyle UBP Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Faiz Sucuoğlu uhdesinde kurulan yeni hükümet istifa etti. Anlaşılan o ki Sayın Arıklı ve Sayın Ataoğlu kendilerine göre sebepler ile birleşerek güven oyu öncesinde biz yokuz dediler.
Mazeretlerine kendileri dahi inanmadılar. İnandırmak için konuştular ancak yüz ifadeleri kendilerini ele verdi. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve HP Başkanı Kudret Özersay kendi parti içi meselelerinin su yüzüne çıkmaması açısından biri biri ardına demeçlerini UBP ‘nin kurumsal yapısı üzerinden yapıp Meclis Genel Kurulu kürsüsüne ve sosyal medya paylaşımlarına taşıyorlar . Esasında demokrasiyi kendileri katlediyorlar ancak farkında olduklarında,köprülerin altından çok su geçtiğini anlayacaklar. Hükümet ortaklığına girmem, halk bana muhalefet görevi verdi demekle siyasetin yürümeyeceğini biliyorlar lakin olası bir erken seçimden rant elde etme istekleri ağır basıyor. Seçim olsa dahi kırk dervişiz birbirimizi bilmişiz ne değişecek. Seçim kaç kez tekrarlansa dahi sonuç ayni kapıya çıkacaktır.
Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar rutin görüşmelerini yaptı. Verilen demeçlerde muhalefet tavrı değişmedi. Pazartesi ve sonrasındaki günler önemli. UBP’nin stratejisi ne olacak belli olmak durumunda. Kurumsallaşmış yapı içerisinden çıkacak karar doğrultusunda siyasetin yeni sayfasının ön sözü nasıl yazılacak göreceğiz. Güne anlamı söz mü ? “Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş. Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş.” Bekleyip göreceğiz…
