Meryem hanımın hapislik cezası kamu vicdanın da kabul görmedi. Suçun tarifi iki yıla kadar hapislik olsa bile eğer kamu vicdanı bunu onaylamıyorsa bu cezanın çok bir önemi yoktur. BRT 2020 CB seçimleri öncesi ki seçim yasakları içerisinde yer alan bir tören olduğudur. Türkiye’den KKTC’YE boru ile deniz altından gelen su hattında bir kopukluk oldu, aylarca süren tamir safhasında 100 yılın projesi olan bu suyu KKTC’YE getirmek ile ilgili tamirat başarıldı. Bu yeniden akan su da canlı yayında kamuoyuna haber olarak bildirilmek istendi.
YSK, BRT’Yİ aramış ve suç olduğunu bildirip yayının kesilmesini istemiş, yayın kesilmediği için de müdüre dava okunmuş. Suçunu kabul eden Meryem hanıma 2 ay 20 gün hapis cezası kesildi. Kamu vicdanı bu hapisliği onaylamadı kim nasıl isterse düşünsün, eğer bu hapislik para cezası olmuş olsaydı bu ceza ne konuşulurdu ne de halkın gündemine gelirdi.
O gün birçok özel TV de bu yayını gerçekleştirdi, onlar uyarılmadı yayınlarına devam ettiler. Düşünüyorum da anlam veremiyorum bu yayın bizim halkın iradesini etkiledi ve oy verirken hangi adaya yönlendirdi.
Bu olayı öğrenen bir Rum gazeteci arkadaşım, bu olayı sordu anlattığım zaman tepkisi şu oldu gerçekten sorunlusunuz. “parakmadika isastin provlimadizmenis” yazık. Sizler nasıl AB yolunda devam edeceksiniz diye sordu. Peki sizde böyle bir ceza olur mu? Dediğim zaman 2022 yılında yaşıyoruz dedi.
Hukuk ilk önce yazılı olmayan kurallar ile ortaya çıktı. Suçlular ceza alırken ki adi suçluları ayırıyorum, topluma kazandırmak için cezalandırılıyorlar, intikam almak için değildir. Ben bu konuları emekli yargıçlar ile çok konuştum. Yargı sistemi çok önemli çünkü devletimizin, kurumsal olarak 3. Kuvveti. Basın ise KKTC’nin dördüncü kuvvetidir, görevini laiki ile yapan gazete ve televizyonlar için. Ancak gelin görün ki KKTC de yazılı veya görsel basın olsun bazıları tetikçilik yapıyor.
Ben çağdaş bir yargı sisteminin önemini vurgulamak istiyorum. Ceza verirken 1974 öncesi herhangi bir ceza emsal gösterilemez, nedeni ise bizim yargımız o dönem yoktu. 1974 öncesi Kıbrıs Cumhuriyeti dönemidir yargıçlar ise Türk ve Rum yargıçlardan oluşmakta idi. Hele 1960 öncesi hiç gösterilemez, o dönem ise İngiliz sömürge dönemidir. Savcı ve yargıçlar İngilizin memuru idi.
Yine 2020 CB’LIĞI seçimlerinin ikinci turu öncesinde 4.CB SN AKINCI ile CTP GB SN ERHURMAN Lefkoşa dere boyunda çok kalabalık bir topluluk ile pankartlı, sloganlı bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Seçim yasakları içerisinde yer alan bu yürüyüş suç teşkil etmiyor mu?