Geçen yazımda , bugün yıldönümleri olan iki darbeyi konu etmiştim .
Tabii , birinin Türk Ulusunun direnci karşısında teşebbüs safhasında kaldığını da o yazımda belirtmiştim .
Bugün başka bir konu üzerinde yazı yazmayı düşünürken ve konu ararken . Pat diye gündeme , darbelerle ilgili haberler gelince , bu yazımda yine darbeleri konu etmeye karar verdim .
Biliyoruz ki Türkiye’de iki darbe ve bir de son olarak darbe teşebbüsü oldu .
12 Mart ve 12 Eylül’ü bizzat Ankara’da tahsilimi yaparken yaşadım .
27 Mayıs’ı ise tahsilde iken okuyup öğrendim .
2016 ‘dakini ise her türlü medyadan izleme olanağını buldum
ABD ‘nin eski güvenlik danışmalarından BOLTON ‘un , ABD’deki son başkanlık seçimleri ile kongre binasının basılması karşısında . Trump’ın darbe yapmakla suçlanmasından dolayı , Trump’ı savunan bir konuşma yaptı . Bu hareketin bir darbe olmadığını , Trump’ta böyle bir niyetin bulunmadığını belirterek . “Burada değil de başka ülkelerde , darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri olarak , buna katılmıyorum ” dedi .
Bolton efendinin bu beyanından sonra , takke düştü kel göründü .
Bunun bir de evveliyatı var .
12 Eylül 80 darbesinde , ABD’nin Ankara eski büyükelçisi Paul Henze . Evren darbesi ile ilgili olarak zamanın ABD başkanı Carter’e konu ile ilgili bilgi verirken .
“ Bizim çocuklar , işi bitirdi “ diyerek . 5’li çetenin darbe müjdesini Carter’e duyuruyordu .
Rahmetli Menderes , NATO’ya Türkiye’yi kattıktan sonra , ABD’ye çok güvenmiş , her verdikleri sözü ve vaadi yerine getireceklerine içten inanmıştı . Fakat on yılın sonunda büyük hayal kırıklığına uğrayarak , SSCB’ ne resmi ziyarete karar vermişti . Ziyaret tarihi gelmeden , Menderes Hükümetine karşı darbe yapılarak .Türkiye üzerinde yeni senaryoların yazılmasına zemin hazırlığına girişildi .
Artık Türkiye , Amerika tarafından her on senede bir darbelerin tekrarlandığı ülke konumuna getirildi .
Türkiye , Nato’ya girdikten sonra , Amerika tarafından bir uydusu olarak görüldü ve buna göre ilişkiler sürdürüldü .
Önemli olan ABD’nin bölgedeki çıkarlarıdır .
Türk Ulusunun çıkarları artık savunulamaz hale getirildi .
Örnek mi ?
Jhonson’un rezil mektubu .
Örnek mi ?
“Bu ülkede neyin ekilip , neyin ekilmeyeceğine karar verecek ABD Kongresi değil , TBMM’dir “ diyerek . Afyon ekim yasağını kaldıran ve ekimi başlatan Ecevit Hükümetine karşı . Türkiye’ye ambargo uygulayan büyük müttefik Amerika değil mi ?
Bu ambargoyu bir çok kişi yanlış algılamaktadır .
Ambargonun , 20 Temmuz Barış Harekatından dolayı konulduğu algısı .
1978 yılında , zamanın Ecevit Hükümetinin Dışişleri Bakanı olan rahmetli Gündüz Ökçün’le Kıbrıs konusunda bir söyleşi yapmıştım .
Bana şunu söylediğini hiç unutmadım .
“Yalçın Bey , ambargodan dolayı savaş uçaklarımız kalkamıyor . Lastik sıkıntısı var “demiş ve şunu eklemişti .
“Keşke bu ambargo çok eskilerde konsaydı . Bu ambargo bizi kendimize getirdi ” dedi .
ABD ambargosuna , Sevr’e imza atan tüm Avrupa ülkeleri sıraya girerek Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen mihraklara karşı el birliği içine girdiler .
Halen de bu tutum içerisindeler .
Türkiye’nin silahlı milli gücünü etkisizleştirerek , savunmasız hale getirmek ve amaçlarına ulaşmak istiyorlar .
Jhonson mektubu ve ABD ambargosu , tarihin akışını değiştirdi .
Türkiye titredi ve kendine geldi .
% 80 ‘e varan savunma sanayi sayesinde , bölgede ve dünyada silahlı kuvvetler açısından bir güç haline geldi .
Ekonomi bozuk olabilir . Bu ileride düzelir .
Milli menfaatler elden giderse . Elde etmek çok güç olur . Bunu tarih yazmakta ve yaşayarak görmekteyiz .
Yaşamak ve görmek yetmez .
ABD emperyalizmi hiçbir zaman boş oturmaz ve ne yapacağı önceden bilinmez .
Tedbiri ve önlemi elden bırakmamalı .
Her zaman kulağımız hazır vaziyette , elimiz tetikte beklemeliyiz .
Hele hele , Bolton’un itirafından sonra .