Belediyeler seçimi 27 Kasım’da yapılacak. Ancak hala daha adaylar belli değil. Çünkü hangi belediye, nasıl seçime girecek? O daha henüz netleşmiş değil.
Belediyeler Reformu’nun bir ihtiyaç olduğu iktidarından muhalefetine herkesin kabul ettiği bir gerçek.
Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor.
28 belediyede 3 bin 552 personel var.
Bu belediyelerin yüzde 64’ünde personel fazlası var.
Peki bu personeli bu belediyelere kim aldı?
Elbette her seçim dönemlerinde türlü vaatlerle seçmenden oy isteyen siyasetçiler aldı.
Ancak bugün artık deniz bitti.
Belediye reformu karşı konulmaz bir mesele olarak önümüzde duruyor.
Bu reform gerçekleştirilirse yılda 74.5 milyon TL tasarruf sağlanacak.
Belediyelerin şu an 578 milyon TL borcu var. Bu borç sürdürülemez duruma gelmiştir.
18 belediye mali olarak ay sonunda devlet katkısı alamayacak kadar kötü durumda.
Ama biz hala aynı tas, aynı hamam devam edelim, makamlarımızdan mevkilerimizden olmayalım havasındayız.
Bu havadan bir an önce vazgeçmeliyiz.
Hükümet ortağı YDP belediyelerle ilgili bir rapor hazırladı. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bu raporda yer alan önerileri yakında hükümete sunacağını açıkladı.
Ayakları yere basan o raporda artık seçime birkaç ay kala belediyelerin kapanamayacağı dile getiriliyor.
Peki ne olacak?
Öneri şu. Meclis’te kurulan Ad-Hoc Komite’de belirlenen kriterlerle, 28 belediye ile seçime gidilecek.
Ancak bu kriterlere dört yıl içinde uymayan belediyeler kapanacak. Başkanlar da bu kriterlere uymak için mücadele etmek zorunda kalacak.
“Devletin malı deniz yemeyen keriz” felsefesi son bulacak. Belediye Başkanları attıkları her imzanın hesabını vermek zorunda kalacaklar.
Dört yıl içinde ayakta kalan belediyeler yola devam edecek.
Kısaca önümüzdeki dört yıl, tüm belediyeler ve başkanları için bir sınav olacak. Sınavı geçenler rüştünü ispat edecek.
Sınavı veremeyenler ise “kendim ettim, kendim buldum” diyecekler. Bizden söylemesi…