İklim değişikliği ve çevrenin kirletilmesi , ayrıca orman alanlarının ormanlıktan çıkarılması sonucu . Yağmur ormanları da dahil , oksijen azlığı ve dolayısı ile yağmur yeteri kadar dünyamıza yağmadığından , dünya su kaynakları her geçen gün kurumakta ve dünyamız çölleşmeye doğru gitmektedir .
Havaların normalin üzerinde ısınması karşısında , yağmurları oluşturacak orman alanları , yangınlar dolayısı ile tükenmeye yüz tutmuştur .
Bazı ülkelerde bu siyasi istismar konusu edilerek , yanan orman alanlarına orman fidanı ekileceği yerde , imara açılmakta , orman alanları süratle küçültülmektedir .
Avrupa’nın batısı , Yunanistan , ABD’leri günlerce yangınlarla boğuşmaktadır .
Dünyada birçok ülke , su tasarrufu için ülkede kullanılacak su kaynaklarını bir planlama dahilinde , su kullanımında tasarrufa gitmişlerdir .
Birçok ülke , çim sulamak , bahçeyi yıkamak , arabaları saatlerde hortumlarla yıkamayı yasaklamışlardır .
Bunlar gibi birçok su tasarrufu sağlayacak tedbirler almışlardır .
Kısaca suyun kullanımını , bir program ve bir plan dahilinde kullanma konusunda , disiplin ve otorite getirmişlerdir .
Bize sağ olsun Anavatan Anadolu suyunu göndermektedir .
Fakat , gelen kaynak da ileride riskli alanlar içerisindedir .
Ne olacağı belli değil .
Yıllarca yağmur fakiri olan bir ülkede yaşıyoruz .
Gelen ve yer altından çıkarılan suyla , idare etmeye çalışıyoruz .
Dünyada teknolojiler çok gelişmiş durumda .
Su konusunda başka alternatifleri de gündeme getirmenin zamanı çoktan gelip geçmiştir .
Bu konuda sadece siyaset kurumu değil . Muhalefet ve sivil toplum örgütleri de kafa yorarak su konusunda başka alternatifleri de bulmalıdırlar .
Bu ülkede bu potansiyel var .
Eksik olan lokomotiftir .
Sn. Tatar , su kaynakları ile ilgili güneye iş birliği çağrısı yaptı . Bununla birlikte başka konularda da .
Su konusunda ilk önce biz ülkemizde nelerin yapılabileceğinin kararını alalım ve ona göre hem güneye hem de dünyaya konuyu getirip gündem oluşturalım .
Güney bu öneri ile diğerlerini dikkate almadığına göre .
Biz kendi işimize bakalım.
Bu konuda Anavatanla ortak çalışma grupları oluşturup . Dünya teknolojilerinden yararlanmanın yollarını aramalıyız .
Yumurta kapıya dayanmıştır .
Başımızı kumdan çıkarmalıyız .
Dünyadaki ülkelerin , en küçüğünden en büyüğüne kadar bu konuda sıkıntısı olanlar , kolları sıvamış durumdadırlar .
Biz ise bu konuda ne siyaset kurumunun , ne de siyasal partilerin ve sivil toplum örgütlerinin hiçbir uğraşını göremedik .
Gören varsa beri gelsin .
Bizde sorunlara çare aramak , siyaset ve siyaset kurumunun lugatından çıkmıştır .
Lugatta kalan sadece laf kalabalığı .
Bu lugatla da hiçbir şey olmaz . Olamaz .
Bilmem meramımı anlatabildiysem .
Veya anlayanlar olmuş mu ?
Bir başka konuda dünyayı alarma geçiren . Enerjidir .
Bunu biz de yaşıyoruz .
Yeni enerji kaynaklar için de kafa yormalıyız .
Daha doğrusu kafa patlatmalıyız .
Bu iki konu , yaşamı sağlayan , olmazsa olmazların en önemli iki maddesini oluşturmaktadır .
Bu konuda , siyaset kurumunun , acilen düğmeye basmasını , ahali merakla beklemektedir .
Ötelenemeyecek ve hasır altı edilemeyecek iki konudur .
Yaşayarak sıkıntılarını görüyoruz .
Yukarıda yazdıklarım konusunda düğmeye basılmazsa , bu sıkıntıların içinde boğulmayacağımızı kim garanti eder ?