Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı İslam oyunları organizasyonu . Konya’da geçen akşam açılışı yapılarak devam etmektedir .
İslam işbirliği teşkilatına üye olan ülkelerin düzenlemiş olduğu bir etkinlik .
Oyunları düzenleyen de yine ayni teşkilatın oluşturduğu İslam Dayanışma Sporları Federasyonudur ( İSSF ) . 24 spor branşından oluşmaktadır .
Çok geniş bir organizasyon .
Dört yılda bir yapılan bu etkinliğin esas nüvesini . İslam işbirliği teşkilatına dahil olan İslam ülkeleri teşkil etmektedir .
Bu dönem yapılan etkinliğin ev sahibi Türkiye .
Türkiye’nin bu etkinlikteki rolü , sadece ev sahipliğini yapmak ve üye ülkelere 24 spor branşının yapılabileceği olanakları sağlamak .
57 İslam devletinin oluşturduğu bir teşkilat .
İşte , bu yıl Konya’da yapılmakta olan söz konusu oyunlara , KKTC’nin davet edilmemesi . Haklı olarak tepkilere neden olmuştur .
Ortaklık devletini gasp eden Rumları , BM’nin haksız kararları ile adada devlet sahibi olarak niteleyenler , Güney’i tanımaktadır .
Bu etkinlik de 57 İslam devleti tarafından düzenlendiği için maalesef KKTC bu etkinliklere çağrılmamaktadır .
Çağrı gelmesi için İslam İşbirliği Teşkilatına , gerekli müracaatlar yapılıp istekte bulunuldu mu ?
Çağrı gelmemesi nedeni ile tepkiler , Türkiye’ye ve Sn. Tatar’a yönelmiştir veya yönlendirilmiştir .
Yapılan açıklamalarda , davet için gerekli girişimin , Türkiye tarafından yapıldığıdır . Buna rağmen söz konusu Federasyon , çağrı yapmayı uygun bulmayıp . Çağrıyı yapmamıştır .
Ev sahibi olarak Türkiye , açılışa Sn. Tatar’ı davet etmiş ve bu davete de Sn. Tatar icabette bulunmuştur .
İşte bu davetten sonra , memlekette olan olmuş .
Hedef , Sn. Tatar ve Türkiye seçilmiştir .
Yapılan açıklamalarda , çağrı konusunda iş , Sn. Tatar’ı da Türkiye’yi de aşmaktadır .
Karar vermek , İslam İşbirliği Teşkilatının oluşturduğu Federasyondadır . Bu dönem belki gerekli girişim ve lobicilik yapılmadığı için çağrı gelmemiş olabilir . Gelecek yıllar için şimdiden lobicilik faaliyetlerine başlanılması gerek . Bunun için bir program dahilinde işe koyulmak lazım . Tabii Türkiye ile birlikte .
Sn. Tatar’a insafsızca yapılan eleştiriler ve temsiliyetin tartışmaya açılması , yersiz ve mesnetsizdir .
Sn. Tatar’ın söz konusu etkinliğe katılması , umulmayan faydalar getirebilir . Kıbrıs sorununu , tek ağızdan anlatması bile büyük fayda sağlayacaktır .
Sonuca ulaşmak için kamuoyu oluşturulmasının getirisi , küçümsenemez .
Sn. Tatar’ın Türk Kamuoyuna Kıbrıs sorununu anlatması bile , haneye umulmadık artılar getirecektir .
Sıkıntıların aşılması için hep birlikte ayni ilke etrafında bütünleşilirse , karşımızda aşılamayacak bent olamaz .
Bizim nesil 63 – 74 arası bunu başarmıştı .
Bir de Hun Türk Milletlerini yakınlaştırmak amacı ile Macaristan’da yapılacak olan etkinliğe de değinmek istiyorum .
Bu etkinlik , devlet düzeyinde değil de millet düzeyinde yapılmaktadır . Etkinlik , Macar Turan Vakfı tarafından düzenleniyor . Amaç , Macar , Türk ve Hun geleneklerini korumak ve yaşatmak .
Bu yıl Denktaş Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sn. Serdar Denktaş ve oğlu Rauf Denktaş , çağrılı olarak etkinliğe katılacak .
Etkinlikte , Türk Ulusunun Orta Asya’dan dünyaya yayıldığı yıldan , ki bu 5’ci yüzyıla tekabül etmektedir . O günlerdeki yaşam anılmaktadır .
İki etkinlik de ayni aya denk geldi . Yani Ağustos ayına.
Biri Dini . Diğeri Milli .
Türkiye her ikisine de katılmakta .
Biz ise sadece Milli olanına katılıyoruz .
Dini olanına katılmak için faaliyetleri daha da sıklaştırmamız lazım .
Demokrasi bir yarış işi .
Nefesi olan kazanır .