Dünyada baş gösteren pandemi olayı sonrası , dünya ekonomisine de olumsuz etkiler yapmış . Bir çok ülke ciddi sorunlarla karşılaşmış ve karşılaşmaya da devam etmektedir .
Eti ne , budu ne ekonomimizi de olumsuzluklar girdabına almış ciddi sorunlar yaratmıştır .
Bunların sebeplerine gelince :
Pandemiden dolayı , kapanma neticesinde , ülke gelirlerinin ana kaynağı olan Turizm ve Eğitim sektörlerini fena halde vurmuş .
Arkasından gelen Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş da olumsuzlukların tuzu biberi olmuştur .
Kısmen de olsa normalleşmeye geçişle birlikte , birçok sektör eski faaliyetlerini sürdürmeye ve çark normal seyrine doğru dönmeye başladı .
Yeni bir eğitim ve öğretim yılının eşiğine geldiğimiz bu günlerde . Bu sektörde sevindirici ve gururlandırıcı haberler alıyoruz .
KKTC üniversitelerinin doluluk oranlarının % 70.84 lere ulaştığı müjdesini verildi .
Bu devlet gelirleri ve esnaf açısından çok büyük bir gelişme .
Dileğimiz bu oranın % 100’e ulaşması .
DAÜ deki oranın % 90’a varması ise ayrı bir gurur kaynağı .
Ayni oranı , Türkiye üniversitelerinde de görüyoruz .
Bu da neyi göstermektedir ?
Gençliğin büyük oranının , yüksek öğrenime yöneldiğidir .
Turizm sektöründe de faaliyetler tüm hızı ile devam etmekte . Otellerimizin doluluk oranları , pandeminin baş gösterdiği yıllardakinden daha çok artış göstermekte . Fakat eskiye nispetle bekleneni verememekte .
Turizmde daha çok çalışmalıyız . Eksikler ne ise giderilmeli , kulislere , lobilere temaslara devam edilmeli . Otellerimizin doluluk oranlarını % 100’ lere varan oranlara çıkarmalıyız .
Ukrayna Savaşı ile birlikte dünya ikiye bölünmüş durumda . Bundan yararlanmalıyız . Bu konuda temasları sıklaştırmalıyız .
Önemli gelir kaynaklarından biri olan Narenciye sektörüne de gerekli önemi vermeli . Teşvikleri ve destekleri tekrar gözden geçirmeli . Artan elektrik fiyatları karşısında narenciye üreticilerini ekonomik olarak rahatlatma babında çareler üretmeliyiz .
Bu yapılmazsa ne olur ?
Yakın bir gelecekte , patatesin durumuna gelinir .
Bu mümkün olmazsa , orta ve uzun vadeli planlamaya dayalı , yeni ve çeşitli ekim türleri belirlenmeli .
Narenciye alanlarını sulayacak olan Anadolu suyu ile ilgili hiçbir doyurucu açıklamanın olmaması ise umutların umutsuzluğa yönelmesine neden olmaktadır .
Barış harekatının 48 . yıl dönümü nedeni ile kutlama ve anma etkinlikleri düzenlenmektedir .
Birinci Cenevre Konferansında , anlaşılan maddeleri yerine getirmeyen Rum tarafı ve Yunanistan’ın , kantonal Federasyonu reddetmesi . Barış Harekatının ikinci aşamasına sebebiyet vermiş ve ikinci aşama başlamıştı .
Barış Harekatına , tüm dünyadan direkt ve dolaylı olarak destekler gelmiş .
Sadece ABD ve İngiltere karşı çıkmıştı . Nedenleri de malum.
Cunta destekçileri idiler .
48. yılında Barış Harekatının yıl dönümünde . Yunanistan’dan Dendias efendi eski nameleri şakımaya başladı .
İşgalden söz etti .
Tarih kitaplarında 74 yılını bir bulsun . Karıştırıversin .
Kimin işgalci . Kimin işgal edilen bir adayı işgalden kurtaran olduğunu , tekrar tekrar okusun .
Aslında bunu bal gibi biliyor da , Dünyayı aldatmaya çalışıyor .
İşgal ve bir işgali önlemeyi , Dendias efendi bile bile karıştırıyor .
Ukrayna’ya giren Rus askerleri , bir işgali oluşturmakta . Yine Rusya’nın Kırım’ı işgal ve sonra da ilhakı bir işgaldir .
74‘ den öncekilerinin yaptıkları bir işgaldi .
Türk Barış Harekatı , uluslararası anlaşmalara dayanan bir işgali ve adadaki Türklerin katledilmesini önleyen bir barış hareketidir .
Nitekim 74 ‘ten günümüze dek , ne güneyde , ne de kuzeyde kan akmadı .
Bir de bunun öncesini hatırlayalım . Ada kan gölü idi .
Bütün manevra . 74 öncesinin de gerisine gitmek . Buna ihtimal bile vermek istemiyorum .
Köprülerin altından çok sular aktı ve akmaya devam ediyor ..